Sayfalar

6 Eylül 2013 Cuma

SENİ SEVDİĞİM İÇİN KENDİMİ AFFETTİM


Kamera; Güven    Ganoslar Dağları-Tekirdağ


SENİ SEVDİĞİM İÇİN KENDİMİ AFFETTİM

  Akla hayale bile sığmayacak teknolojik gelişmeler hızını kesmeden yol almaya devam ediyor. Her yol alışın tökezleyenleri vardır. Yaşınız biraz ilerlediyse, geçmiş ile yeşermenin duygusal bağları kökleşmişse, çığ gibi ortaya çıkan gelişmeler size çok ağır gelir.

 Her gün mail ve telefonlarla milyarlarca “SEVGİ” sözcüğü duyarız. Hepsi de sevmeye dairdir… Sevmişliğin üretkenliğiyle fışkırırlar…

 En kolay olan sevme, damıtılmış insan bedeninden sızıp damlalara dönüşmediyse, o damlalar bir sanatın yolculuğuna, müzisyenin notalarına düşmediyse bir sorun var demektir. Kolay doğar ve kolay yok olur; yokluğun milyarlık mezarları arasında.

  Çok sevdiğim bir sözcük demetidir; “ Seni sevdiğim için kendimi affettim” anlatımı. Zorlu bir sevdanın, büyük ve anlamlı, sanata dönüşmüş ilişkilerin son noktasını anlatır. Kendine sert ve acımasız tokat atan, duygularıyla saf bir çocuk gibi savaşan, öfkeden, şiddetten, kinden arınmış bedenin en büyük kızgınlığını, eziyetini kendi vicdanıyla kendi bedenine kazımış olmasının da sonunu anlatır.

 Büyük fırtına ortalığı toz-duman etmiştir. Sarsılmaz, kırılmaz, bitmez denen insan bedeni, nefessiz kalmanın, boğaz kurluğunun ve daralmanın dehlizlerinden de geçer. Mısır Rahiplerinin, Cengiz Han’ın komutanlarının sınamasından daha büyük sınama dır  sırat köprüsünden geçmeye çalışan ve o geçişi “sevgi” için, başaran insanın kendi gerçeğidir.

 En kolay görünen sevgi ve sevmek, muhteşem gelişmeler sayesinde, en zor insan davranışlarına dönüşmüştür. Halbuki sevgi ve sevmek hiçbir sembole, işarete, bağlılık yeminlerine, evlenme cüzdanlarına gerek duymaz. O yüzdendir 80 yaşındaki büyük şairin son nefese giderken sevgilinin sevgi ile tuttuğu sıcak elini.

 Sevginin sanata, sanatsallığa dönüştüğü, imbiğin kaynar sularında değişim geçirdiği zamanlarda sapma, hata ve kaymalar olur. Bu hatalara, kaymalara verilen ilk tepki; “ ihanet” sözcüğünün korkunç kükreme sidir. Öfkenin şiddeti kine, kinin gücü ise bütün duyguları yerle bir eden kasırgaya dönüşür.

 O muhteşem sevgi, sevmişlik, değişimin getireceği büyük ve manalı sanat; bir anda yokluğun içine itilir. Oysa sevgi bilgisayarın tuşuna basıp bütün verileri silme işlemi gibi silinemez. Kandan, etten, kemikten olan insanın sonsuza meydan okuyan ruhu bütün kayıtları tutar; eksiksiz bir şekilde…

 Sevmişliğin girdabına düşüp, hata yapan taraftaysanız; kendinize EZİYET etmeyin! Her eziyet, her kırbaç, tokat o büyük sevgiye yollanan lanet haykırışları gibidir. Siz kendinizi en güzel ödül ile buluşturmuş olursunuz zaten; “ SEVGİ” ile…

 Sevmeyi başarmak, kendimize yapacağımız bütün eziyetlerin bitmiş olacağını; kendi kendimizi affettiğimiz-in de geçiş törenidir. İşte bu yüzden seviyorum ben bu kelime demetini;

 Seni sevdiğim için kendimi affettim…

  Güven Serin



2 yorum:

  1. Sözün bittiği yerdeyim. Söylenecekler söylenmiş zaten.

    YanıtlaSil

  2. Günaydın Begonvili
    Ev;kesinlikle,söylenecekler söylendi...Arınmış olarak;

    öfkeden,kinden, nefretten, bin bir çeşit lanetli koşullanmalardan...

    YanıtlaSil