Kamera; Metin Seferihisar-İzmir
NE HOŞ OLURDU
“Ne hoş olurdu;
azgın dalgalarla boğuşan denizcileri sakin bir limandan seyretmek…” Yüzlerce
yıl önce yaşamış, yaşamı insanlık düşlerini çözümlenemeden, yarım bırakarak
kendi hayatına son vermiş şair ve filozof Titus Lucretius Carus böyle seslenmiş,
sesleri duymayı unutmuş, kendi kişisel yaşamına dalmış insanlık topluluğuna.
İnsan duygularında
değişen pek bir şey olmadı… Kurnazlığı, kendi yaşamını en kıymetli görüp, diğer
insanları öncü diye, kahraman, şehit diye alkışlamayı yine son derece coşku ile
sürdürmeye devam ediyoruz.
Her gün hak ve
adaletten söz eden başbakanımızın bile kendi çocukları için yaptığı ayrıcalığı,
halkının bir bölümüne seslenirken “benim halkım sizlersiniz” derken, diğer
taraftaki halkı hedef haline getiriyor.
Taksim direnişinden
sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görüyoruz. Heyecan ve coşku çok
büyük… Gençlik, susamışlığa, açlığa, adaletsizliğe baş kaldırmış… Ülkemizi
yöneten, ülke adına her türlü ihtiyaçları karşılanan, altlarındaki zırhlı
araçlardan tutun da, geleceklerini garanti altına alacak, çocuklarının,
akrabalarının yaşamları en iyi seviyeye gelen bu insanlar, bu ülkenin sunduğu
bu güzellikleri, yine diğer tarafa çok görmenin büyük yanılgısı içindeler…
Saatin gece yarısını
çoktan geçtiği zaman içinde kitaplara verdiğim arayı televizyon izlemeye
ayırdım. Artık herkes tarafından bilinen, sağduyuyu ilkeli ve dengeli
habercilik vereme geleneğini bırakmış televizyon kanalları başbakanın Erzurum
mitingini veriyor. Başbakanın sesi, çıldırmış bir insan sesi gibi uğulduyor
kulaklarımda.
Kardeşlerim derken,
ben 76 milyonun başbakanıyım derken, değer tarafı yok sayması, o çok büyük,
eğitimli gençliği görmeyip, bunlar rahat dursa hiçbir şey olmaz; rahat
durmadıkları için su da sıkılır, biber gazı da diyerek, mitinge gelen insanlar
üzerindeki tesire dört gözle sarılması; mideme kramplar girmesine neden oluyor…
Nasıl olur; böyle
bir sonu insan kendi kendine neden ister diye düşünmeden edemiyorum… Bu bir
son; son çığlıklar gibi geliyor bana. Çünkü bu kadar gerilmeye, bu kadar
asılsız iddialara muhtaç bir hale gelen bir yönetici halkının büyük bir
bölümüyle yolları ayırmış demektir.
Gençlik hareketini
anlamayan ama günlük yaşam mücadelesi içinde olan birçok arkadaşım, küçük esnaf
tanıdığım, hep o bildik soruyu soruyor; “ Bu işin sonu ne olacak? Bu gençlerin
direnişi dış destekli diyorlar!”
Kendi gözlerinizle
görün; gidin o gençliğin, o hareketin içine katılın! Dediğimde, sakin liman
keyfi çıkartmak isteyen İNSANLARA, söyleyecek bir şey bulamıyorum; çünkü azgın
dalgalardan korkuyorlar; yüzyılların korkusu…
Zahmetsiz bir ülke,
bir Cumhuriyet bulmuş olmanın zahmetsiz alışkanlıklarıyla bize çok yakın olan
gençlik hareketine, halk direnişine uzak olan insan sesleri acı bir düşünce
içende görmeme neden oluyor. Kitapsız, sinemasız, tarihsiz, tiyatrosuz,
müziksiz, eğlencesiz hayatların sorgulamaya, öğrenmeye uzak kalışının baş
dönmesini yaşıyorum…
Yine kurtarıcım
çağlar öncesinin hiç eskimeyen şairinin, filozofunun sözleri geliyor aklıma;
“ Ne hoş olurdu; azgın dalgalarla boğuşan denizcileri sakin
bir limandan seyretmek…”
İşte tam da şimdi
sakin bir limandan azgın dalgalar ile boğuşan denizcilerin yerine Türkiye
Gençliğini sakin bir limandan seyrediyoruz; onlar gerçekten azgın dalgalar ile
şiddetin büyük gücü ve çıldırmış seslenişiyle boğuşuyor; hem de can havliyle;
can ve cananlar yitire yitire…
Güven Serin
Söylenecek söz çok ama siz tercüman olmuşsunuz duygularıma.
YanıtlaSil
YanıtlaSilFadiş,teşekkür ederim...
Bunca zamandır o azgın dalgalar hep üzerimize üzerimize geliyordu!dalganın boyutunu görmezden gelip 'bana dokunmaz' diyenler yanılmışlardı oysa!..Şimdi cesur yürekli gençlerimiz o dalgalarla canları pahasına boğuşmaktalar..ve halâ ne olduğunu anyalamayan acizleri görmek yok mu!..en çok da 3/5 çocuğu dünyaya getirmek isteyenler hep onlar!.sanattan bîhaber miskin, sorgusuz-sualsiz, ruhsuz ve sığ yaşayıp gitmekteler!..
YanıtlaSilAma halk uyanmıştır bir kere, her dalgada daha da kabararak çoğalacaktır..zahmetsiz, bedelsiz olmaz..her taşın, her ağacın, her akan nehrin hakkını vermek için mücade başlamıştır!'bu daha başlangıç!' Onlar saltanatı bırakmamak için, halk ise vatanı sattırmamak ve geri almak için mücadelededir..Bu pis oyun ve piyoncularının oyunu bozulacaktır elbet! Okuyan, araştıran, sorgulayan gençlik ve düşünen beyinler ülkemizde ve dünyada olup biten her şeyin farkındadır...
Bu anlamlı yazı için..
Teşekkürler, esenlikler dilerim sevgili Güven..
YanıtlaSilTeşekkür ederim Esmir;yüreğimizdeki umutları öldürmediğimiz için;zorbalığın çaresiziz haline boyun eğmeden dik durduğumuz için...