24 Ocak 2018 Çarşamba

ÖKSEL DEMİR ,AHMET SAY DOSTLUĞU




ÖKSEL DEMİR, AHMET SAY DOSTLUĞU
---------------------------------------------------

  Öksel Demir Tekirdağ, Ahmet Say ise Ankara’da yaşıyor. Dostluklar ise, saatte 105 Bin km süratle, uzay yolunda ilerleyen dünyamızı kaplayan büyük boşlukta-atmosferde…

  Öksel Demir’i ne kadar tanıtsak azken; Ahmet Say’ın müziğe yaptığı katkıyı, Fazıl Say gibi bir dâhinin babası olmayı hak edici bir genetik soyluluğa sahipliğini de vurgulamak isterim.

  Ahmet Say, eserleriyle öne çıktığı kadar eğitime inanmış engin felsefesi, her daim kültür alanında, yaşamın, yaşama hakkının barışçıl, sevgi dolu bir hayat sürmenin aynı zamanda değerlerin değerine; bilime, öğretime, sanata sarılmakla var olacağının kıymetini bilen bir insan…

  SAY Yayınlarının kurucusu olduğu kadar okullarda temel eser olarak okutulan nice eserin de yazarı; sahibi odur.

  Ahmet Say; Ankara’dan, Mustafa Kemal’in ve Türk Halkının yabanıl kırlardan, hasta adam ülkesi sayılan ülkenin içerisinden doğmuştur.

 Öksel Demir, nice diyar gezdikten sonra eğitim, öğretim ve gelişim adına; tekrar doğduğu şehre demir atmış bir öğretmen; öğretici… Şairliği kadar sanayi devrimine, düşüncesine inanmış bir vatanperver…

  Edebi, sanatsal yoksulluğa terkedilmiş Tekirdağ’a soluk, ışık; öyküler, şiirler hediye etmiş bir ozan; bir başka eseri vermek için çalışma atölyeme uğradı. Öksel Demir’in de çalışmalarının içerisinde olduğu; ortak bir çalışma;

Trakya’nın Renkli Dünyası; Aşrı Memleket kitabını hediye etti. Tuncay Bilecen ve İbrahim Dizman derlemesiyle ortaya çıkarılmış bir eser. Uzanacağı, uzandığı zaman; zamanlar gezintisi, belki de ruhlara, edebi, masalımsı bir şarkı söyleminde…

  İçerisinde neler yok ki? Trakya Düğünlerinden, Mitolojide ki Trak insanlarından, Öteki Trakyalılara, Öksel Demir’in Mavi Gözlü Kentine kadar…

 Edebi dünyanın ruhunda suskunluk kadar konuşma, kavuşma ve aynı zamanda sentezlere dokunacak hikâyelere de ihtiyaç vardır. Öksel Demir nice zamandır uğramıyordu. Elinde ki kitabı, içinde ki geçmişin bugüne yansıyan hazineleriyle geldi.

  Sohbetin içeriyi, uzandığı alanlar; ta ki atölyemde duran Fazıl Say’ın konser kitapçığının görülmesiyle yön değiştirdi. Öksel Demir Fazıl Sayı, en çocuk haliyle nice anı ve hatıranın içerisinden güne taşıdığı bilinciyle anlattı.

 Bu durumda, Fazıl Say’ın babası Ahmet Say ile olan dostlukları da ortaya çıktı. Hazır bu dostluktan söz edilmişken Öksel Demir Ahmet Say’ı telefonla aradı. Tekirdağ Ankara arası, uygarlığın buluşu olan ses sanatının hikâyesi başlamış oldu.

  Öksel Demir Ahmet Say konuşması bana kadar uzandı. Benden söz edince telefonu bana uzattı. Telefonun öteki ucunda; Başkentte Ahmet Say. Seste ki nezaket, sanat insanının tokluğu, özümsenmişliği insana güven veren değerli bir buluşma-konuşma anı oldu.

 Sözün bağlanacağı bir yer yoktu. Hepimizin en ortak yönü; Ülke ve Cumhuriyet sevdası… Konuşmanın latifeye yönelen tarafı; Ahmet Say’ı şehrimize davet ettik. Öksel Demir rakıları, ben köfteleri söylemekle insansı bir gayret, nezaket içerisinde sonlanan değerli bir konuşma-buluşma anı…

  Bu buluşma, evrenin zaman saatine nasıl yazılacak bilemiyorum! Bildiğim şey; dünya zamanına; 23 Ocak 2018 saat; 16,00 olarak yazıldı. 83 yaşında; halen genç, heyecan ve nezaket insan, ülke sevgisi dolu bir ses; müzik insanı…

  Geride kalan heyecanlı bir bekleyiş ve bu anı hatıraları, yaşamın içerisinde her daim, yaşama katkı veren bir şekilde tutmak… Birde, Ahmet Say’ın adresime yollayacağı kendisinin ve oğlu Fazıl Say’ın kitaplarını getirecek kargo şirketinin çalışanının beklemek…

 Güven Serin 

Hiç yorum yok: