16 Aralık 2016 Cuma

AÇLIĞIN FAYDALARI





AÇLIĞIN FAYDALARI
------------------------

  Coşmuş olan teknoloji sınır tanımayan önerilerle karşımıza çıkıyor. Şimdi; tam da bu zamanda altyapılarımızı sorgulama zamanı! Yani, karar verebilme yetisine sahip miyiz; değil miyiz?

  Tıpkı, içinde 1 milyon kitap bulunan kütüphaneye gidip ne alacağımızı bilmek gibi; besinlerin sonsuz faydasıyla zararını bilmek; öğrenip yaşamımıza katmanın en kritik zamanlarında bulunuyoruz.

  Çünkü ya kara-kuru, yağı alınmış insanlara, ya da oldukça kilolu, her iki aşamada sağlığı bozulmuş insanlara döndük.

  Biliyorum; “Atın ölümü arpadan olsun” atasözleri, bize yerli yersiz destek veriyor. Bir de; “ Bir şey olmaz!” söylemi, sanki evrensel bir kültür gibi aslında çok değerli bir virüs gibi ruhumuz ile bedenimizi sarmış durumda.

  Sözün özü; çok param var, çok yerim; çok sağlıklı olurum; mantığının hiçbir faydası yok! O yüzden inceleniyor 130–140 yıl yaşaya bilen Budist rahipler. O yüzden, Orta Asya’da 100 yaşını çoktan aşmış insanların varlığı bilim dünyasını harekete geçiriyor; bilinen önerilerin, ticari yalanların ötesinde daha az, daha seçici beslendikleri için bu insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşıyorlar.

  Beyin dergisi Mayıs Haziran sayısında Açlığın Sıra Dışı Faydalarından söz ediyor. Seçici olmanın, ne bulursak yememenin beden için ne büyük zenginlik olduğundan…

  Az yemenin bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri; güçlenen bağışıklık sistemi sayesinde daha az hastalanacağımız gün gibi ortada.

 Ayrıca, kimse korkmasın; can boğazdan gelir elbet; burada yine insan seçiciliği ve iradesi giriyor ortaya; kendimize eziyet etmeden, besinleri azaltabilir, en az iki günde bir, beslenmemizi yarı yarıya düşürüp; açlık çeken hücrelerin, zararlı hücreleri parçalayıp yok etme şölenini duyumsaya biliriz.

 Bilinen hastalıklar; Kanser, Alzheimer, Parkinson, Kalp Rahatsızlıkları, Sindirim Bozuklukları; hepsi yanlış beslenmenin sonucu değil midir? Tam da zamanı; kendimizi önemsemenin; çok uzun yıllar yaşamaktan öte; kısa bir ömür bile sürsek; son ana kadar vücut ve ruhsal bir esenlik içinde…

  Biliyoruz ki, aç ve açıkta olan tokluğu yaşamadıysa; yaşatılmadıysa; bu hakkı kendinde görmedi-görülmediyse; bizim tokluğumuz her daim sinir bozucu olacaktır. Dinler, işte bu gerçeği yıllar; yüzyıllar önceden haykırdılar; her ne kadar, esas amacın dışına taşmış olsalar da; insan ruhunun gerçek ilkelliklerini de yok etmeye çalıştılar.

  İlkellik dedim de; hiçbir ilkel yaşam; toptan yok edici olmuyor insan gibi; çevresini bu kadar değiştiren tek mucize veya felaket…


Güven Serin 


4 yorum:

Esin Bozdemir dedi ki...

'İnsanlığın en utanç verici görüntüsü açlıktır.' diyor Doğan Kuban ‘ Her gün daha zengin olmak için yollar arayan sözde insanlığın, bir milyar insanın aç bırakılmasına neden olduğunun…’ altını çizerek. Bir yanda müthiş bir doyumsuzluk diğer yanda bu doyumsuzluğun neden olduğu açlıklar, sefillikler kol geziyor. Ne, tamamen açlık, ne de, tamamen tokluk. İşin sırrı az ve öz beslenmekte, gerektiği kadar yemek yemekte. Aslolan kaliteli bir yaşam! Hayatın her kesitinde seçici ve dengeli olabilmek. 100 yaşını çoktan aşmış, daha uzun ve sağlıklı yaşayan Orta Asyalı insanlardan öğreneceğimiz çok şey var.

Hepimizin ortak kaygısıdır sağlıklı bir yaşam sürebilmek, yaşam kalitesini yükseltebilmek. Çünkü her şeyin başı sağlık. Böyle bir bilincin oluşması için çaba sarf etmek ve yeniliklere, yeni öğretilere açık olmak gerekir. Farkındalık yaratan bu önemli yazı için teşekkürler Güven.

Mert dedi ki...

Sağlıklı beslenmek gerek... paketli gıdalar zararlı maalesef...
:)

GÜVEN SERİN dedi ki...


Sevgili Esin,bazen yaşama nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. O kadar büyük donanım ve sonsuz bir seçenek sunuyor ki;kısır dünyamızda birkaç sözcükle izah etmeye çalışıyorken,daha da zor duruma düşüyoruz. Yalancı dünya,zalim dünya,gibi olgular,neyin eşelenmesidir bilemiyorum;yoktan var edilmiş bizlere sunulan bu detayların sonsuzluğu,kısmen bilim insanları,filozoflar ve sanatçılar tarafından algılanıyor...

GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkür ederim Kafa Dergi...