1 Ekim 2016 Cumartesi

TEKİRDAĞ BİSİKLET ŞENLİĞİ


KAMERA; SÜLEYMANPAŞA BELEDİYESİ





                                            TEKİRDAĞ BİSİKLET ŞÖLENİ



  Bu şehir; Tekirdağ, şölenlere ne kadar uzak kalmış… Oysa bu şehrin ne kadar da çok şölene –şölenlere ihtiyacı varmış…

  Şölen, dedim de, bazı ülkelerde yapılan kutlamalara, festivallere bakıp, bakıp imreniyorum. Doğallık, inanmışlık, eğlence ve insan koktukları için…

  Geçtiğimiz hafta sonu Tekirdağ ile Kumbağa arası ve Kumbağa merkez olmakla birlikte böyle bir şölen; büyük buluşma; kutlama yapıldı. Burada olmayıp, bu şöleni sadece anlatılanlardan dinlediğim için üzgünüm…

  Bu bir bisiklet şöleni; Tekirdağ’dan Kumbağa; Trakya’nın il ve ilçelerinden güneşe muhtaç gezgenler gibi kopup gelen ve yörüngelerine gönüllü yerleşen insanların, doğa ile buluşma gösterisidir.

  Bu şöleni düşünen Süleymanpaşa Belediyesini kutlamaktan öte, uygar dünyanın kent yaşamına meydan okuyan, doğa ile iç içe yaşamak, doğaya zarar vermeden, insanı önemseyen bu sporun; insan ruhuna ve bedenine ciddi katkılar yaptığı; en pahalı araçlardan çok daha saygın ve zarif göründüğü; kabul edildiği bellidir.


  Tekirdağ’da farklı bir şeyler oluyor. Hatta farklı bir şeyler doğuyor. Öyle diyor, bu spora gönül vermiş olan doğa tutkunları; böyle sarılıyorlar bu şehrin değişen koşullarına ve sporu önemseyen iradenin sahiplerine; bir teşekkür adına…

  Şüphesiz ki bu sporu desteklemek siyasi bir düşünce sayılsa bile, sosyolojik, toplumsal ve aynı zamanda barışı, sevgiyi, buluşmaları; büyük şölenleri de yaratan; soğuk yüzlü, her gün hesap kitap yapan siyaset ve ticari anlayışı da izaha sokan; dengeleyen bir organizasyondur.

  Bu oluşuma destek veren SÜLEYMANPAŞA BELEDİYESİNİ, işçilerini, memurlarını, yöneticilerini tek tek KUTLUYORUM.

 Bir şöleni demlendiren, göze, ruha ve özüne uygun yapan en hakiki şey; şölenin katılımcılarıdır. Yani, halk; yani sporcular… İnsanın olmadığı hiçbir yerin anlamı yoktur. Çünkü anlatanı da yoktur, dinleyeni de…
Varsa bile, anlamlı hale getirip, edebi, felsefi, siyasi ve toplumsal anlayışın gösterisi içinde o büyük insan alkışını almaz…

  Dünyada en çok kabul gören spor dallarından birisidir bisiklet sporu. Doğanın, doğallığın ta kendisiyken çevreye zarar vermeyen, kazalarıyla insan öldürmeyen, insanı yücelttiği gibi aynı zamanda şehirlere hapsolmuş insanın, kendinden öte toplumsallaştığı bir kabul törenidir de…


  Konuştuğum sporcuların gözleri parlıyor. Önemsenmek ne büyük şey… Bütün bu güzelliklerin yanında bazı sporcuların önerileri ciddi görüyorum.


  Nedir bu öneriler?

   Özellikle bu şölenin tanıtımı, asılan afişler yeterli olmadığı ciddi bir sorundur. Ayın zamanda yerel ve ulusal basının da yeterince haberi olmayışı; Süleymanpaşa Basın ve Halkla İlişkiler Müdür Vekili Cihat Akçakaya’ya özellikle duyurmak isterim.

 Bu büyük şölenin şehrimiz ve bisiklet sporu için vazgeçilmez güzelliğin yerel ve ulusal basına öncelikle duyurulması, bugüne kadar yok sayılan bisiklet sporunun özlenen yere gelmesi için çok önemlidir.

  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bisiklet Park Yerleri için genelge yayınladığı halde yeterli park istasyonlarının olmadığı da konuştuğum sporcular tarafından öne çıkan önemli eksiklerden.

  Bir sporcunun gönülden konuşması dikkatimi çekti. Orada konuşma yapsaydın sen ne derdin? Diye ona sordum.

  “ Bizler bisiklet şölenlerini hep dışarıda duyardık. Özenirdik, imrenirdik. Şimdi bizim şehrimizde de oldu. 2012 yılında beri bu sporun içindeyim; hep, bisiklet yolu diyordum; işte bizim şehrimizde de olmaya başladı.”

 Şöleniniz kutlu olsun; doğanın doğallığına inanmış pedala, yaşama dair güç-kuvvet veren sporcu arkadaşlar; inanmışlığınız, teriniz daim olsun…

 

 
 Güven Serin 
 
 

  



Hiç yorum yok: