23 Eylül 2015 Çarşamba

İYİ BAYRAMLAR


Kamera; Güven II.Abdülhamit Anıtı-Dalgakıran

Buradan vapurla geçmeyen yoktur. Tam da vapur
Kadıköy'e yaklaşırken; karabatak kolonisi,yüzyılı aşkın
burada yaşar. Doğumhane, dinlenme yerleri;insana çok 
yakın;insanlara çok uzak...



İYİ BAYRAMLAR

  Döngünün yüksek hatırına; insanlığın aldığı yolun ihtişamı aşkına; Bayramınız Kutlu Olsun…

  El sıkarak, el öperek ve el öptürerek… Tatlı ikram ederek, yiyerek, şeker tutarak, kolonya sunarak; bir şölen temizliğin başköşeye oturtulduğu; baharın yenilenmeye olan tutkusu gibi bir tutku olması istenen bayramlar…

 Gerçekten de halen kutlanan bayramlar, temizliğin, saflığın, sevincin, sevindirmenin, barışın; el uzatıp, yardım etmenin insan ruhuna bıraktığı o tatlı, huzurlu lezzetleri yaşatıyor mu? Sormalısınız kendinize! Sormalısınız…

 Bir mesaj atıp, bin kişiye yollamak yerine, on kişiyle telefon görüşmesi yapmayı tercih etmenin sorgusunu da yaparak… Belki, birkaç kapı çalıp içeriye girip; bir sandalyeye, mindere oturup hal-hatır sormanın hoşluğuyla; yapmadıklarınızın, yapamadıklarınızın değil; şimdi; şu an yaptığınız şeyin kıymetini bilerek göze gözle, ele elle bakıp hoşluk dağıtırsınız…

  Laf aramızda; çocuklar; hatta büyüdüğünü sandığınız insanlar; halen bayram parasına düşkünler. Bütçelerini denkleme fırsatı olarak görüyorlar. Sizin de bütçeniz fazla açılmayacaksa; bayram şekeri, bayram çikolatası ve tatlısı bir yana; bayram parası, bayramı bekleyenlere iyi gelecektir…

 Bu bayram; kurbanın kanı akıtılıp, protein taşıyan etler et girmeyen veya çok az yenen evlere dağıtılacak. Aslan payını kendinize ayırmayı düşünmeden inancın en kusursuz, en sadesiyle adanmış olduğunuz akıtılmış kanın kurbanını, onun etini gönül rahatlığıyla dağıtın. Dağıtacak durumda olmuş olmanızın erdemi, tokluğuyla verin; hatta bu sefer kendinize ayırmayarak…

 İyi Bayramlar Dostlarım. Bayramlaşmaya gideceğiniz-gittiğiniz, mezarlıkların dinginliğine, çam kokularının toprak kokularıyla döllenip, mayalanmış olmanın muazzam döngü dengesine teslim olun. Sembolik olan bu yerlerin bayramlaşma alını, insan ruhunun titiz bir yalvarış, sesleniş, uzlaşma alanı olduğunu da unutmadan; kutladığınız bayramların fısıltılarını sadece yere değil; göklere de haykırarak; yepyeni bir insan olmanın yüceliğiyle geri dönünüz.

Bayramınız bu yüzden de kutlu olsun dostlarım; sadece mezarlıkların affediciliğinizi kendinize kar, şahsi bir ego hizmeti görmediği için; yüreğinizin o kavi, kapalı kapılarını açmaya karar verdiğiniz için de…

  Kapınızı çalanların, kapınızı hiç çalmamış olmasına bayramın hatırına esinti getiren rüzgara açılan bağrınız gibi açık olsun. Açık olsun ki, kapamanın yok ediciliği, bayram şenliklerini duymanızı engellemesin.

 Belki bu bayram, ikinci bir ömrün, size uzatılan o barış elinin bir başka şey olduğunu hissederek başlayacak; ömrünüze bir parça daha ömür eklenmiştir; onun da seçilmiş tarafında olmanızın esenliğiyle sınırsız evrenin sınırlı yaşam hakkını sımsıkı elinizde tutarak kutlayın bayramınızı kutlamaya gelen insanların yorgun, bıkkın ve çaresiz yüzlerini. Aydınlığın en sıkı kapılar ardına sızmazı gibi sızın; kimi kapının altından, kimi aralıklarından, kimi; anahtar deliğinden…

  Bayramınız Kutlu Olsun dostlarım; kutlanmış zamanlara kutlu, umutlu ve birleştirici heyecan taşıdığınız için; bin bir kez kutlu olsun. Bütün zamanların buruk ve şen ruhlarını da düşünerek; dünün, bugünün ve yarının muazzam bir süreç olduğunu bilerek; evrenin eşsiz bir köşesinde bilinen canlı; capcanlı ve hiç bitmeyen merak ve öğrenme hasretiyle değişen, dönüşen bir canlı olmanın erdemleriyle KUTLU olsun…

 Laf aramızda; para veren çocuklar tarafından hatırlanır. İyi tatlı ikram eden büyükler tarafından… Hatırlanmak güzel şey; çizgisi, dengenin içinde kaldığı; bütçeye ve kiloya zarar vermediği sürece…

 Sakın bayram geçti sanmayın; içinizde coşku başladıysa, saf ve huzurlu irade sizi ölüm ile yaşam arasında kutsamışsa; bayramınız kutlu ola…

 Güven Serin  






Hiç yorum yok: