15 Temmuz 2015 Çarşamba

EY GENÇLER




EY GENÇLER


Öyle bir ilginç ülkede yaşıyoruz ki sormayın! Gençliğe adanmamış yok gibidir. Ebeveynlerden tutun da öğretmenine, imamına, politikacısına; konu komşusuna kadar… İş lafta böyledir de gerçekte nasıldır bilmek için dünya gençliğine bakmalı!

 Bakmak dedim de; bu ülkede ki “moral” bakışları, hep en alttaki, en mağdura göre olur… Garip, yoksul, çirkin büyük bir iştah, iç kaynağı yaratır kendi gidişatımızın bilinmeyen hengâmelerinde…

  İngiltere’den gelen dostum anlata anlata bitiremiyor medeniyetin diyarı olan yeri. Mimariye, mühendisliğe, çevreye, şehirciliğe ve her şeyden önce insan istikrarına, dürüstlüğüne verdikleri önemi; gençliğe; yani çocuklara da verdiklerine tanık oluyor…

 Ülkemizde yaşayan İngilizlere bakarak; çocuklarıyla rahat ve huzur içindeki diyalogları izleyerek de bir şeyler görebilir, anlayabiliriz…

 Prof. Dr. Hasan Şimşek’de “ Kolaycılıktan ve çakma gurulardan uzak durun! “ diyor.  

  İstanbul Kültür Üniversitesi Dekanı bu ACİL uyarıyı boşuna yapmıyor. Guru, Hindu felsefesine göre “yaşam gösterici” işte sorun tam da burada başlıyor. Sahte yaşam göstericileri cirit atıyor bu güzel diyarda-ülkemizde. Prof. Dr. Hasan Şimşek’de bu sahte gurulara kanmayın, aldırmayın uyarısını yapıyor.

 Sahte gurular ve kirlenmiş bilgiler çağlar boyu alabileceği yoldan daha fazla yol alıyor. Oluk oluk akıyor. Neredeyse her an her yerde karşımıza çıkabilecek kadar yakınlarımızda. Tene ruhtan sonra yapışıyor; aman dikkat! Dikkat, ey sevgili gençler; yeşermeden, solacak olma tüneline girmeyin; izin vermeyin avucunuzdaki o güzel taze yaşamın elinizden alınışına…

  Peki, ama ne yapacağız? Y ve Z Kuşağı teknolojiyle büyüyor büyümesine yeterli mi, yoksa oldukça fazla bir şeyler mi var ilk önce ona bakacağız. Yani, yaşam öğretilerinden en önemli olanın üzerinde duracağız.

 Yaşamın her ortamında, koşulunda bilenecek en güzel şey; İNCE ÇİZGİLER… Nasıl ki cimrilik ile savurganlık arasında ki ince çizgi; harika bir yaşam hakkı, paramızı, zamanımızı, emeğimizi en doğru kullanmak anlamına geliyorsa; tıpkı diğer seçenekleri de bu ince çizgi içinde yakalamak zorundayız…

 Gençliğe, gençlerimize; çocuklarımıza sadece doğma hakkı vermek. Yedirmek, içirmek ve onları ömür boyu kollayacağımızın teminatını vermek yetmez. Asla ve asla yetmez… Asıl olan ince çizgi; onların kendileri olmasıdır; ey büyük ağabeylerim, ablalarım… Ey, guruluğu bir türlü yakalayamamış ama oradan oraya savrulan bilgilerle gösteri yapma, çalım satma peşinde olan efendiler…

 Gençler; gerektiğinde em yakınınızın gereksiz iltifatını, öğretisini bile reddetme hakkına sahipsiniz. Nazikçe, aklı ilimle besleyerek…

 Sizi uygarlığın yeşerdiği yerlere taşıyacak, dereler, ırmaklar, patikalar çok yönlüdür. Prof. Dr. Hasan Şimşek’ten aldığım öğreti yardımıyla birkaçını burada paylaşıyorum;

“ 1-Kendiniz ve gelecekte yapacağınız mesleklerle ilgili öğrenme ve uzmanlaşma için akademik eğitiminize önem verin.
2- Ancak, tek başına bu yetmez. Eğitim sürecisince çeşitli sektörlerde iş deneyimi kazanın, staj yapın, sosyal sorumluluk projeleri kazanın ya da bir kulübün faaliyetlerinde çalışın.
3-Mümkün olduğu kadar erken evrelerde uluslar arası ortamlarda bulunun ( örneğin Erasmus, yurtdışı staj olanakları) farklı kültürlerle tanışmaya başlayın.
4- Başta İngilizce olmak üzere, en az bir dünya dilini iyi bilmek uluslar arası şirketlerde çalışabilmek için önemli bir tercih nedenidir.
5- İş dünyasını ve rekabet koşullarındaki değişimi en iyi şekilde anlamak e değişime uyum sağlamak için, günceli, trendleri ve yeni teknolojileri yakından takip edin.
6- Sabırlı olun, kolay pes etmeyin. Hemen olmaz demeden önce mutlaka denemeye önem verin.

  En önemlisi de şu; Siz siz olun…”

 Güven Serin 





Hiç yorum yok: