7 Mart 2015 Cumartesi

HAYAT KISA SANAT UZUN


Kamera; Güven   Pera Müzesi
Bizans'ta Şifa Sanatı
İsa'nın mucizeleri ve bu mucizeleri anlatan, şifa dağıtan
azizler


Pera Müzesi-Alberto Giacometti 
Post-kübist eserlerle yola çıkan Giacometti
gerçeküstü eserlerle yola devam etti.

HAYAT KISA SANAT UZUN

  Sayın entelektüel şehrimizin kültürel eksiklerinden söz ediyor. Tiyatro binasının olmayışından, sanatsal faaliyetlerin eksikliğinden, gece yaşamının sessizliğinden, renksizliğinden hararetle konuşuyor.

  Haklı da… Haklılığı, şehre yaptığı düşünsel katkıyı onurlandırmıyor. Yokluğu, kiri, pası, hastalığı var diye söz etmekten öte, bunları yok etme, iyisi, güzeli, tazesi, sağlıklı olanla yer değiştirme görevi ve öncülüğü ona ait bir görev değilmiş gibi…

  Sayın entelektüele sanata dair bir haberi hatırlattım; “ Genco Erkal geliyor. Bir Delinin Hatıra Defteri Oyununu sahneleyecek. Sanat diyorsun, işte sanat! “ Entelektüel yutkundu. Daha önceki Belediye Kültür Müdiresi gibi ; “ Kaç para” diyecek oldu demedi.

  Sanat hiçbir zaman önceliği olmadı toplumun. Bilim de öyle… Saraylara, yalılara, yazlıklara ve abartılara, yüksek gururlara düşkün olduğumuz kadar olsaydık; kabartılı abartılar içinde boğulmakla meşgul olmazdık. Yazlıklar, yalılar kitlenmiş, korkulu bir mekân yığınlarına dönmez; zeka fışkıran gençliğimiz göçmen kuşlar gibi göçmezdi batının çekici kentlerine.

  İstanbul’un aristokratları da sanata, bilime çok geç destek verdiler. Belli ki servet doyumuna yeni ulaştılar. Pera Müzesi sanatı, bilimi baş tacı yapıyor. Tekirdağ’a oldukça yakın. İstanbul’un en uzak ilçesinden daha yakın…

Kış gününün uzayan kısacık günlerine en iyi gelecek şeylerden birisidir sergiler. Pera Müzesi çok önemli iki sergiye daha ev sahipliği yapıyor. Laf aramızda dostlar; Pera, sadece müzecilik yapmıyor. Orada, zaman zaman, sinemayı, müziği de bulabilirsiniz. Her zaman bulacağınız sıcak bir kahve, unutamayacağınız tatlara sahip kekler, somon balıklı salatanın doyuruculuğu ve üzerinize yansıyan sanat titizliğinin insan haliyle onurlu bulacaksınız.

  Pera Müzesi Nisan sonuna kadar iki önemli sergiyi, yine hafızalarda yer tutacak önemli eserleri her şeyin siyaset, mal-mülk olmadığını anlatmanın güzel hatırına bizlere sunuyor.

 Birinci Sergi, Bizans’ta Şifa Sanatını anlatıyor. Resimlerle, nesnelerle, heykellerle… Geçmişin şifacıları, yüzlerce yıl önce insan yaşamına yaptıkları katkının, bugünkü Tıpa ne büyük altyapı hazırladığını da anladım. İlaçların kaynağı, yine doğada bulunuyor. Her türlü bitki; renkleri, kokuları yanında insan yaşamına adanmış; bunu şifa sanatına adanmışlar ortaya çıkartıyor.

  Hippokrates yüzyıllar öncesinden bugüne, aynı ses rengi, coşku ile sesleniyor; “ Hayat kısa, sanat uzun, fırsatı kaçırma!”

 Sanat çok uzun! Fark etmek lazım… Sanatın yansıması, derinliği, içinde barındırdığı coşku; yaşam içinde bize lazım olan mineraller, vitaminler, öğretiler kadar gerçek ve lazım olan şeyler.şeyler. Bütün bunları göze alıyorsanız kör dövüşlere dönmüş, medyanın köleliğinden, üzerinize binen ama bir türlü atamadığınız “el âlem ne der!” mantığını yok edersiniz…

 Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanızı da önler sanat. Avaz avaz bağırmaktan kurtulduğunuz gibi, ses tellerinizi de koruma altına alırsınız. Bazen, susmanın konuşmaktan da daha güzel olduğunu görmenin erdemini tatarsınız.

  Pera’da ikinci sergi yine çok değerli bir isim; İtalyan ressam, heykeltıraş Alberto Gıacomettı Sergisi. 26 Nisana kadar devam edecek; kaçırılmaması gereken iki büyük sergi.


 Elbet sanat düşündürür. Harekete, felsefeye özendirir. Yaşamın, insan bedeninin en çok sevdiği 
 Alberto Gıacometti’nin sanatıyla nasıl bütünleştiğini; iç içe geçmişlie tanıklık edeceksiniz. 13 yaşında başlayan sanat hayatı 66 yaşına kadar devam ediyor. 53 yıllık dönemi; insanın ağır ağır sanatın içine süzülüşünü gördüm. İnsan ruhunun yaptığı resme, heykele akması, bu kadar öne çıkması ancak Alberto Gıacometti’de anlaşılabilir.

 23 metre kareye sığan 53 yıllık sanat yaşamı; yaşamın kısalığını, sanatın uzunluğunu, fırsatların ve tercihlerin aşk ve inançla, hünerle nasıl bir yol ve yolculuk içinde olduğunu da gördüm.

 Alberto Gıacometti’nin çalışmaları masal kadar gizemli, sıra dışı şeyler. Ruhunuzu, bedeninizin gözleri önünde mitolojinin içine bırakıp, tekrar uygar dünyanın büyük gürültüsüyle dengeleyecek şifa, yüzyıllar öncesinin şifacıları gibi sizin ellerinizle yine size dönüyor…

 Güven Serin 
 



  



2 yorum:

Selma Er dedi ki...

Pera Müzesi'ndeki en son Sergiler'i gezmedim henüz.
Yine bir Sanat ortamında buluşamadık sizinle.
Bu güzel paylaşım için teşekkürler.
Uzun zamandır Blog'ları takip edemedim maalesef.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Günaydın Selma Hanım.Sanata duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Milyonluk İstanbul ve bir avuç insan;kendi yenilenmesi peşinde. Duyarlı olmanın hassasiyetiyle koşmalı Pera'ya, Modern Sanata ; çok dolu ve emek harcanmış...