11 Şubat 2015 Çarşamba

BİR ÖMÜR,BİR AVUÇ YAŞAM


Kamera; Güven-Ganoslar

BİR ÖMÜR, BİR AVUÇ YAŞAM

  Sağlıklı bir insanın ortalama ömrü 25 Bin gün ve geceye denk gelir. Sadece dünyamızın bile dört milyar yaşında olduğunu düşününce 70 yılın ne kadar bebek kaldığını görmek mümkün…

  70 yıllık ömrün yarısını uykuya, çeyreğini büyüme çağlarının kaygılarına, diğer çeyreğini kavgalarımıza, kinlerimiz, nefretlerimiz, ego tatminlerimiz ayırırsak; geriye sadece ve sadece bir avuç yaşam hakkı kalır.

  İşte o bir avuç sizin gözünüz gibi bakmanız gereken yaşamdır. Onu yudum yudum içmek bile korumak, anlamlı kılmak için yeterli değildir. Koklayarak, üzerine; doğanın titremesi gibi küçük esintiler, fısıltılar, çam, baharat kokuları serperek dokunmalısınız…

  Bir avuç yaşamı sımsıkı avuçladıysanız, dünya ile olan bağınızın o güzel yaşam avucuna bağlı olduğunu biliyorsanız; şairlerden, yazarlardan, doğadan da yardım alarak o bir avuç yaşamın size yapacağı sürprizlere hazırlanın derim! Çünkü doğanın, doğal olmanın çok sıra dışı sürprizleri vardır.

  Neler mi? Belki de akan zamanı yavaşlatmak; belki, durdurmak… Algılarınızı öyle bir düzenler ki, bir avucun kurbanı olur; yeşeren her filizle yeşerir, dönüşen her sararmış çiçekle dönüşürsünüz…

  Bir avuçluk yaşamınıza dünya edebiyatına, tiyatrosuna edebi damgasını bırakmış şairden; W. Shakespeare’nin Kralı VI. HENRY dünyasından sesleneceğim;

 “ Ah Tanrım! Ne mutlu bir yaşamım olurdu,
Basit bir çobandan daha yüksek bir yerde olmasaydım;
Bir tepenin üzerinde otururdum şimdi yaptığım gibi,
Büyük bir incelikle usul usul yontardım saatleri
Ve görürdüm dakikaların nasıl geçtiğini,
Kaç dakika bir saat yapar;
Kaç saat bir günü tamamlar;
Bir yılda kaç gün var;
Ve bir ölümlü kaç yıl yaşar.
Bunları öğrenince, bölerdim zamanı;
Şu kadar saat koyun otlatma;
Şu kadar saat dinlenip rahatlama;
Şu kadar saat düşünüp tasarlama;
Şu kadar saat eğlenip takılma;

Ah, ne güzel bir yaşam olurdu bu, ne tatlı, ne hoş! “

 Yaşamın içinde yeterince uzun süre kurtarmak istediklerimizin haberleri bile olmadı onları kurtarmak isteyişimizden. Şimdi kurtaracağınız yegâne güzel şeye yönelin; bir avuç yaşama… Bölün, çarpın, çıkartın, toplayın; işte elinizde kalan zamanı usul usul yontun; o sizin biricik yaşamınızın en güzel anıdır; yüksek gurur arınmış, hüznü anlamlı bir duyarlılığa, insan kabul edişine özümsemiş bir yaşamın ta kendisi; o, temiz avucunuzda duruyor işte…

 Güven Serin 


 



2 yorum:

Hamiyet Akan dedi ki...

Bazen güzel olan yaşamı çalıp çırpmak gerekiyor bu zamanda ki güzellikler sizi bulsun zira kişi çaba harcamadıkça o yaşam yanı başınızdan çekip gidiyor.

GÜVEN SERİN dedi ki...


Günaydın Hamiyet. Yaşamı anlayacak,algılayacak olanların başını yukarı;gökyüzüne çevirmesi gerekiyor. Eşsiz evrenin hareketsiz,çabasız hiçbir şeyi yok... Yaşamın altın kuralı; ya yaşama sarılırsın ya da yok olursun;hücrelerimiz bunun farkında;onlar inanmışlığı da, gönülsüzlüğü de iyi biliyorlar...