20 Ağustos 2014 Çarşamba

VİLLA PERLA


Kamera, Güven Kaleiçi

VİLLA PERLA

  Villa, kırlık alanda, bahçeli ev anlamına geliyor. Dilimize İtalyancadan geçmiş. Bahçe içinde bir veya iki katlı ev… Benim konuk olduğum Villa Perla’da aynen öyle bir yer. Antalya Kaleiçi’nde bulunuyor. Geçmiş yıllarda müzik dinlemek, sıcağın hararetini biraz bastırmak için soğuk bira içmek için girdiğim bahçeli taş bina.

  Villa Perla’nın doğumu neredeyse 200 yıl olmuş. Geniş bahçesi, Portakal, limon ağaçları, havuzu, Osmanlı tarzı odalarıyla bu tarz sevenlerin büyük huzur alacağı bir yer. Tatilde önceliğim bütçede olduğu için, benim de bütçemi aştığından Villa Perla’da kalmadım. Taş mekanın odasında uyumasam da, havuzlu bahçesine yayılan gitar sesleri eşliğinde müzikler dinledim. O seslerin tınılarıyla karıştım yasemin kokularına, Akdeniz’in şafağa süzülen gecelerine.

  Villa Perla’yı 1990’dan beri işleten Emre Akduman gecenin ilerleyen saatlerinde masama geldi. Tekirdağ’ın Şarköy Kasabasında çocukluğu geçmiş annesi İnci Hanım ve teyzeleri orada yaşayan Emre Bey, Güney ile Batının aziz hatıralarına, rakının da hissiyatı eklenince muhabbetimiz gökyüzüne yayılan yıldızlar gibi; geceye yayıldı.

 İçki denen şey; bira, rakı, şarap, viski; ismi ne olursa olsun, insan iradesiyle, yemek ve içme kültürüyle iç içe geçmişse insan zarafetini iyi bir mimarın eseri gibi ortaya çıkartıyor. Emre Beye gururlu bir adam düşüncesiyle bakarken, saatlerce sohbetin ardında geriye kalan şey; yaptığı işi seven, bu sevgiyi onda tetikleyen anneye; İnci Hanıma büyük sevgi besleyen bir insan da çıktı ortaya.

 Villa Perla, bahçe içinde güzel inci anlamına da geliyor. Burayı ilk gördüğünde vurulan, aşık olan İnci Hanımın; İnci Tokatlı’nın hikayesi de taş mekanın havuzlu bahçesini bekleyen portakal ağaçlarının inceliğinde saklı.

 Emre Beyle sohbetimiz ilerledikçe Villa Perla’nın o gizemli hikayesini de öğrendim. Anne, İnci Tokat’lı o zamanlar Türkiye’’nin önemli İtalyan Rehberi. Önem sırasına göre 6. sırada… İtalyan Lisesinden mezun. İtalyan kültürüne oldukça önem veren, içinde şelaleler dökülen zarif bir çiçek…

  Bir gün İnci Tokat’lı ve ardındaki 40 kişilik İtalyan turist Antalya Kaleiçi’ni geziyor. Villa Perla’nı bu ismi almadığı 1980’li yılların sonları. Bahçe içinde bulunan iki katlı taş binayı görünce ilk vurgunu yiyor. Ellerini gökyüzüne kaldırıyor. Bu hareketi farkında olmadan yapıyor. Arkasında bekleyen 40 kişilik İtalyan turist rehberleri İnci Hanımın dua ettiğini sanıp hep birlikte “ Âmin” diyorlar.

 Aslında, İnci Hanım’ın ellerini gökyüzüne kaldırması bir duadır. Bahçeli taş binaya vurulmuştur, onun olmasının düşünü gökyüzüyle; Tanrı ile paylaşmıştır. Küçük bir araştırma yapınca satılık olduğu öğrenilir ve o bina satılır. 1990’dan bu yana Villa Perla; Güzel İnici olarak hizmet veriyor.

  Villa Perla, Villa Perla’ya tekrar hayat sunan İnci Hanım, oğul Emre Bey diğer insanlar gibi; eşyaya, mala, mülke, inceliğe, zarafete, kabalığa, iyiye, kötüye, güzelliğe muhtaç; bu muhtaçlık bilgi, görgü denen hazineyle en iyiye, güzel, pahalı, nadide bir inciye dönüşüyor.

  Bu hikayeyi niçin yazdım? Emre Bey ile anne İnci Tokatlı’ya teşekkür için olabilir mi? Elbette bir bölümü bunun için. Ama gerçeği de şudur; gezmenin, görmenin, yaratıcılığın herkesin elinde bir sürü seçeneğin olabileceği felsefesine de dikkat çekmek istedim. Kerpiç bir evde bile kendi incisini yaratan insanların da olabileceğini vurgulamak isterim. Bakımlı küçük bir gecekondu bile bazen saraya meydan okuyacak kadar pırıltı, sevgi saçar…

 Tekirdağ Şarköy’de yaşayan, Villa Perla’nın İnci annesine oğlunun da çok istemesini borç bilerek gazetemizin insana, kültüre verdiği önemi de unutmadan şükranlarımı iletirim. İnci anne, oğlunun verdiği küçük sırrı biliyorum. Çok kızdığın, haksızlığı kaldıramadığın zaman seslendiği o sözcükleri;

 “ ropsu çocukları” mizah, Nasrettin Hoca’dan önce de vardı bu topraklarda; tıpkı ağıtların, bizden önce olduğu gibi; yaşam, yaşatma, üretme, paylaşma ve estetik adına sanata dönüşmüşse; nadide eserin karşısında çırpınmadan kalabilmek, içindeki büyük esintiyi fren leye bilmek de daha güzel…


 Güven Serin 




1 yorum:

etki alanı dedi ki...

çok etkilendim...öykülerle donanmış mekanları hep sevmişimdir,biri daha eklendi.bilgi için teşekkürler...