7 Temmuz 2014 Pazartesi

STRATEJİ ve KADIN


Kamera; Güven İstanbul

STRATEJİ ve KADIN

 Strateji askeri anlamı olan harp kazanma sanatını anlatır. Burada bu makalede ise bilim ile kadının gerçek hikâyesini bulacaksınız.

  Fizik ile Biyoloji birçok alanda iç içe geçmiş durumda. CBT 1422/ Haziran 2014 sayısında Reyhan Oksay’ın yaptığı çalışma şunu gösteriyor; Fizikçilerin canlılar dünyasına el atmasını, biyologlar pek hoş karşılamıyor.

 Her iki bilim dalı da insanlığa, insanın yaşadığı dünya ve dünyalara hizmet etmek bilinciyle doğmuş olduğu için ortak noktalarda buluşmaya başladılar. Bilim, sınır tanımaz mücadelesine, merak ve araştırmalarına devam ederken çok önemli kazanımlar da ortaya çıkarıyor.

  Konu, canlılar dünyası. Düzen ile düzensizlik arasında bıçak sırtında bir yaşam… Bu keşif, zor koşullarla baş etmenin ideal yolunu da aydınlatıyor.

  Nasıl olacak peki? Birazdan!

  Bu makaleye hayat veren diğer konuğum kritik noktalarda, kendine sinyal şelaleleri gönderen, kendi buluşuyla bilimin; fizik ile biyolojinin ortak buluşlarının öncülüğünü sezgi, aklıyla ortaya çıkartan kadın.

 Oldum olası ince çizgiler arasındaki yaşam ilgimi çekmiştir. Kırılgan olmayan, esneyen, hoşgörü ve nezaketi yanında hisseden, koruma kalkanlarını zorbalık, kas gücü, şantaj ile çözmek yerine tabiatın ince çizgilerine başvuran yöntemler…

 Bu makaleye konu olan, yön veren kadın karakterleri Anadolu’da, Trakya’da oldukça fazla olmasına rağmen, bu canlılar reklâmı, öne çıkmayı sevmediği için pek görüp anlamayız onları. Onları yüceltmeye kalksak belki de daha da üzeriz. Çünkü onların üstlendiği görevleri denetleyen şey; gönüllü oluşlarıdır. Anne, eş, iş kadını, öğrenci, öğretmen; yaşamın her alanında verdikleri mücadele, üstün yeteneklerini ortaya çıkartır.

 Bazen günlerce aç kalsalar da aç olduklarını bilemezsiniz. Yaptıkları evlilik en zor şartlarda yol alsa bile, o kritik noktayı, yaşamın içinden, sanatçı ruhlarından damlayacak sinyal şelalelerini beklerler. Dayanıklıdırlar, zordurlar… Zorlukları, onlara dayatılan bütün kabalıklar karşısında bile zarif duruştan vazgeçmemektir.

 Böyle bir kadın, ancak şairlerin, yazarların gözünde daha bir anlam kazanır. Günlük hayatın büyük kargaşası bu mucizeleri görmeden geçip gitmemize neden olur. Günlük hayatın kadınları süslü, olay yaratan, kolayı seçen ve büyük oyunun pençesinde dişiliği tüccarlaştırma telaşı içinde, asıl kraliçeleri, prensesleri, tanrıçaları, anaları, güzel onurlu insanları görmemizi, anlamamızı engeller.

  Yaşamın akışı içinde, iki çocukla baş başa kalan, nice kadının temsilcisi gibi dimdik yürüyen kadınımız; o kritik noktada, ne çocuklarını mağdur eder, ne işini ne de akrabalarını… Kardeşlik sevgisi azalmadığı gibi, analık şefkati de yok olmak yerine daha da çok yönlü büyük görkemli bir mühendislik projeye dönüşür. Çünkü kritik nokta; yaşamın içinde bütün zorluklara karşı yepyeni stratejiler geliştirmektir.

  Fizikçiler de harıl harıl çalışır. Amaçları düzen ile düzensizlik arasındaki bıçak sırtı yaşamların stratejilerini anlamaktır. İlk önce insan nöronlarını incelerler. Yani beynimizin içindeki o küçük dehaları. Nöronlar bir tarafta uyarıya cevap vermeye hazır ve istikrarlı bir konumda iken, diğer tarafta kontrolsüz bir şekilde nöbetlere yol açacak şiddete, yaylım ateşine başlayabilirler. Sinir bilimcilerine göre bu iki yaylım ateşi arasında kurulan denge, beyin çalışmalarını anlatıyor.

  “Kritik noktada her şey delirmiş gibi. Dolayısıyla canlı daha duyarlı davranışlar sergiler.”

 Bir başka çalışma ise çekirge kuşlarını incelemek amaçlı damların üzerine bir sürü kamera yerleştirildi. Kuşların sürü içinde geliştirdikleri davranışları, sürülerin bütün olarak sergiledikleri davranışlar; uçuş sırasında sürü içinde muazzam uyumların görüntülenmesine, ispatlanmasına da olanak sağladı. Kritik konumda bulunmaları bunda çok önemli rol oynadığı anlaşıldı.

  “Bu durumun nöronlar üzerinde ki incelemeyle karşılaştırıldığında ise milyarlarca nöronun da aynı hareket içinde olduğu görülüyor. Hep birlikte hareket eden nöronlar, öğrenmemizi, anıları depolamamızı, çevremizdeki dünyayı algılamamıza yardımcı oluyor.”

 Makaleye konu olan kadın da zor koşullarda aşırı uçlardaki kritik noktaları iyi kavrayarak, bu toplumda kadının omuzlarına binen zalim, zorba, kurnaz yükleri bir bir yok ediyor. Ne annelik yaşamı, ne iş yaşamı aksıyor; erkeğinden ayrılma kararını en kritik noktada verdiği zaman.

 Bu ülkenin büyük kültürleri içselleştirmiş güzel insanları şunu bilmeliler ki; kadınların hürriyeti, sosyal bilinçleri, ekonomi içindeki üretimleri olmadan hiçbir kalkınma olmaz; bir taraf karanlık, hep karanlık kalır…

 O yüzden, usta filozof hep haykırır, “ Bu ülkede tek halk hareketi GEZİDİR! “ Geziyi incelediğimizde büyük çoğunluğunun kadın olduğunu göreceksiniz. İşte bu büyük aydınlığı, en kritik noktada büyük bir uyum içinde ortaya çıkan muazzam gücü görenler, sanatçılar, filozoflar, fizikçiler, biyologlar dır. Görmek için incelik, duyarlılık, muhteşem analizleri gereklidir; yani, zahmet, hareket, bilim, zanaat gerekir…

 Güven Serin 


  


Hiç yorum yok: