16 Haziran 2014 Pazartesi

KAYMAKAM ÇIPLAK


Kamera; Güven   İzmir


KAYMAKAM ÇIPLAK

  Hep bilinen şey kralın çıplak olmasıydı. Elbette kral soyunduktan sonra kaymakam da soyunacak…

 Anlatacağım bu trajik OLAY gerçeğin ta kendisi. Bizim ülkemizde, bizim şehirlerimizden birisinde yaşandı. Ulusal basında bu cinayet gibi olayı Mine G.Kırıkkanat duyurdu.

 Kaymakamlık mesleğinin gerektirdiği özelliklerden bazıları; Üst düzey akademik yeteneğe sahip olmak! Sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda başarılı olmak! Başkalarını etkilileşebilen, düşüncelerini başkalarına söz ve yazı ile aktarabilen, insanlar ile iyi iletişim kurabilen, insanları iyi anlayabilen, YENİLİKLERE açık YARATICI…

 Yukarıda yazdıklarım yönetimde bulunan insanlara iyi bir öncülük yapması adına vazgeçilmez olmazsa olmazlarındandır. Yenilikçi ve yaratıcı olması gereken, insanlar ile iyi ilişki kurmaları düşünülen bu makamların bazılarının nasıl kullanıldığını gelin birlikte görelim-irdeleyelim!

 Mine G. Kırıkkanat’ın 4 Haziran günü paylaştığı makalesindeki kaymakam sanatçı ilişkisini; aydınlık ve karanlık, yozlaşma ve çağdaşlık ölçüsünü bir görelim.

  SODES projesine katılan bir resim öğretmeni. Bu proje gereği kendi okulu adına Kalkınma Bakanlığının hazırladığı Sosyal Destek Programı öncülüğünde öğrencilerin aylar süren resim çalışmaları nihayet bir sergi ile son bulur. İlçenin alışveriş merkezinde katılan tüm okulların öğrencilerin resimleri SODES projesinin görkemini anlatmak için kaymakam beyin de katılacağı açılış; yani kurdele kesilecek, basın önünde fotoğraf ve videolar çekilecek; SODES projesinin, kaymakamın, valinin nasıl başarılı oldukları gösterilecek.

 Peki, ama bu büyük oyunun arka planında yaşananlar nasıl gelişti acaba? 

 Kaymakam Bey ve yanındaki yaratıcı, gelişmelere açık, yenilikçi topluluk (!) serginin bulunduğu alana gelir. En önde de bu trajediye konu olan çocuklarıyla aylar boyunca bu proje için resim çalışmalarına öncülük eden bayan resim öğretmeni duruyordur. Kaymakam doğruca bayan öğretmenin yanına gelir ve ilk sorgulaması;

 “ NİÇİN KOT PANTOLON GİYDİNİZ?” olur. Bayan öğretmenin dünya başına yıkılır. O sevinç, o başarı yolculuğu ne büyük yenilikçi haykırışıyla kutlanacakken, aklı, fikri kadınları örtmede, belki de kadınların erotik gösterimlerinde olan kaymakam, bir sürü laf ettikten sonra o görkemli açılışını yapar.

 İyi iletişim uzmanı kaymakam bir öğretmeni, sanatçıyı ve onun öğrencilerini, erkeklerin kadına bakış açısını nasıl da korkunç bir gösteriye çevirdiğinin muhteşem yaşanmışlığı…

 Daha ilk fırsatta yabancı ülkeye gitmek isteyen bu kafalar, evlerindeki kullandıkları bütün eşyaların yabancı ve kaliteli olmasını isteyen bu yenilikçi olması düşünülen yöneticilerin, bindikleri araç bile ya Amerikan, ya da Alman arabasıyken, resim öğretmenine bir teşekkür, şükran sunması beklenirken sadece kot pantolon üzerinden bir yerlere ulaşacak KARANLIK-TUTUCU mesajını vermesi bana hiç de sürpriz gelmedi…

 Gelmedi; çünkü kaymakam da çıplak, kral da çıplak… Eskilerin dediği gibi balık çoktan kokmuş; zengin olma hayalleriyle oyalanan, zengin olduklarını sanan bir toplumun; toplumların hazin hikayesini yine bir sanatçının çizdiği karikatüre sığınarak, o sanatçının önünde eğilerek yapacağım;

Bu sanatçı Behiç Ak’tır. Kocaman bir kitapta anlatılacak, benim makaleme sımayan çıplak kaymakam olayını, buna benzer sosyolojik cinayetleri tek bir çizimde anlatan sanatçılardan sadece birisi.

 Behiç Ak’ın son çalışmalarından birisi;

Bir işveren, semirmiş bedeniyle pahalı deri koltuğuna oturmuş, iş başvurusu yapmış genç bir kadına sesleniyor;

 “ Sizi işe alıyoruz. Ama çok az para vereceğiz! Yine de merak etmeyiniz, kendinizi ORTA SINIFTAN biri gibi hissetmenizi sağlayacağız!”

 Bizler kullandığımız eşyalar, izlediğimiz filmler, reklâmlar sayesinde orta sınıf, zengin, entel baş dönmesi yaşarken; hızla borçlanırken, sömürü, katliam sadece, ormanlarda, dağlarda, vadilerde, ırmaklarda yaşanmıyor. Katliamlar, insanların beyinlerinde de yaşanıyor. Varın siz düşünün o resim öğretmenin halini; o yer yarılsa da yerin yedi kat altına girsem dediği anda; öğrencilerinin önünde; kaymakamın, o yenilikçi kafa denen büyük gericinin kot pantolon sorgulamasını yaşama anının bir düşünün…

 Güven Serin 



  

2 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Biliyorsunuz, artık kaymakamlar da birkaç aşamalı; istenen niteliklere uygun(!) yazılı, sözlü sınavlarla göreve alınıyorlar.
Kral hikayesinde bir çocuk gerçekleri dile getirmişti. Ama artık çocuklar da sustu galiba.
Değerlendirmelerde ölçütler şaşarsa "kim iyi, kim kötü, kim başarılı, kim başarısız, kimler karar verecek?

GÜVEN SERİN dedi ki...


Günaydın Makbule Hanım. Geçiş Töreni gibi geçiş zamanı; geciken bir zaman diliminin 60 yıl sonra çok pahalıya gelerek yeniden yaşanması.... Ne şiş ne kebap yansın diyen halkın, soylu halkımın güzel bir hak edişi gibi...