11 Kasım 2013 Pazartesi

HAİKU


Kamera; Güven   Atlı Köşk-Sabancı Müzesi

HAİKU

 Tam olarak Haiku; tüm dünyada meşhur olan geleneksel Japon şiiridir. Dünyanın en kısa şiir türü olarak da saymak mümkündür. Dünyayı etkileyen her akımın, etkilenenleri de olacaktır. Ülkemizin şairlerinden Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday ve Orhan Veli de Haiku akımından etkilenmişlerdir.

 Fransız denemeci ve eleştirmen Roland Bathhes Haiku şiiri için; “ Hoşa gitmenin apaçıklığı, nedenini söyleyememem, büyülenme, hiçbir şey söyleyememe.” Ve “ Söylemenin ve söylenmiş olanın bir tür anlık, geçici ve göz kamaştırıcı uyumudur; karanlıkta ansızın çakılan kibritler.” Tanımlamalarını yapıyor.

 Hakan Cem ise Haiku için şu ifadeleri yazıyor; “ En az sözcükle, yüklü anlam ve etkiyi yakalama çabası olan Haiku’nun en önemli yanı, okuma yenilemeleri yaptıkça algılanan ve birdenbire hissedilen andır. Zihin gözünün açıldığı an. Haiku aynı zamanda, bir tabloyu göz önüne getirme, canlandırmadır da. Ayrıntıların fotoğrafını çekme sanatıdır. Haiku şakacıdır da! Günümüzde Haiku, tüm kültürlerde, anın aydınlanmasının dayanılmaz hafifliğiyle heyecanla denenen bir şiir türüdür. Kısacası haylaz bir çocuktur Haiku!”

 Lous Borges’in söylediği gibi; “ ânı durdurur, sabitler.” Haiku şairlerinin en büyüğü kabul edilen Matsuo Başo, 1644/1694 yılları arasında yaşamıştır. Hakan Cem’in çalışması sayesinde Haiku’nun insan ruhunun derinlikleriyle, doğal hayat içerisindeki tabi duruşumuzun, gözlemlerimizin, hissedişlerimizin büyük önemi olduğu ortadadır.

 Gün olmuyor ki hüzünlü, destansı, elem dolu olaylar eksik olsun! İnsanlığın aldığı yolda ilerlemeler kaydedilirken, acının da, vahşetin de insanı zorlayan, hatta utandıran biçimleri yine insan tarafından yaşama armağan ediliyor. Bu armağanlar en güzel veya en kötü şekilde de olsa, insanın yolculuğunda büyük bir itenek, güç oluyorlar.

 Sanatçılar doğallıktan, içsel sesleri dinlemekten hoşlanırlar. İçsel seslenişe kulak vermiş, bu seslenişi ilgi duyduğu zanaat ve sanatıyla ortaya çıkartmış sanatçıların en uyuşuk, en aldırmaz toplumlara bile yapacağı katkı çok büyüktür.

 Şigehisa Kuriyama, Coşkun Yerli’nin çevirisi, Hakan Cem’in anlatımıyla;

 “ Haiku dünyasında görünüm, insanlar eşyalar ve olaylar, yalnızca doğanın gelip geçen akışındaki ritimle algılanabilir, anlamlarına kavuşabilir.”

 Çok hızla tükettiğimiz doğayı biraz daha iyi anlamak için Haiku sanatını da biraz daha yakından anlamak gerekecek. Biraz daha doğal, biraz daha sakin, biraz daha hoşgörülü, şakacı ve haylaz; insan olmanın büyük erdemi, yine insanın mizahı, sanatı, felsefeyi fark etmesi, onlara saygı duyup, anlamaya çalışmasıyla yüksek mertebeye çıkıyor.

 Cevat Çapan’ın çevirisiyle Matsuo Başo, Tuniguçi Buson, Masaoka Şiki’den örnekler;

Uyan! Uyan! Benim gelen
Bana arkadaşlık edesin diye
Uyuyan kelebek

Kala kala
Kuruyan otlar kalmış
Askerin düşlerinden

Bir dağ köyü
Yığılan karların altında
Akan suyun sesi

  Güven Serin

Hiç yorum yok: