2 Eylül 2013 Pazartesi

TOPHANE-İ AMİRE ve ALACAKARANLIK


Kamera; Güven Tophane-i Amire
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi


Kamera; Güven  Tophane-i Amire Tek Kubbe
Francesco Albano 
Bu sergi deri ile kemik arasındaki o muhteşem
irdelemeyi yapıyor. 
Ey sanat, ey sanatçı; eğiliyorum önünüzde... 


Kamera; Güven Tophane-i Amire Tek Kubbe

Galerıst-Francesco Albano 

20 Eylüle kadar devam edecek sergi; ÜCRETSİZ. 


Kamera; Güven  Tophane-i Amire 
Sanatçı, Francesco Albano


Kamera; Güven  Francesco Albano

"Albano, yapıbozumun sınırında dolaşarak
şekillendirdiği bedenlerini bir nevi varoluş olarak tanımlarken
bu bedenlerin boşluktaki hacmini meydana getiren dramatik
ve katı tinsel yokluğu izleyicinin keşfine sunuyor."
  Sunuş yazısından.


Kamera; Güven Tophane-i Amire Ana Bina
Bilinmeyen Güçler Sergisi
Sanatçı, Seung H- Sang

Bu sergi salonunda esas büyük eserin yani 
15 Bin kara bloktan sadece 187 tanesini göreceğiz.
Bu bloklar Kore'ye geri götürüldükten sonra, mezarlık
platformuna yerleştirilecek.


Kamera; Güven Tophane-i Amire  Ana Bina

Sanatçı Seung H Sang


Kamera; Güven Tophane-i Amire Narlı Kız
Sanatçı, Alicia Frankovıch

Kırmızı meyve ve bir çift eskimiş spor ayakkabısı
Burada, bu sergide, irdeleyerek,zamanı yavaşlatarak
çok şey bulabilirsiniz. Veya üstün körü gezerek
nadide bir çiçeği ezip geçip gider gibi,
hiçbir şeyi fark etmeden de gidebiliriz;
büyük çoğunluğun yaptığı gibi...


Kamera; Güven Tophane-i Amire Ana Bina
Sanatçı Koki Tanaka- Beş Piyanist

Sanırım sadece bu video gösterimi izlemek için bile
buraya tekrar dönmek isterim. Bir şey var, eksik bir şey...


Kamera; Güven Tophane-i Amire - Ana Bina

Sanatçı Koki Tanaka - Beş Piyanist

İlk akort ve düzensizlik; sonra, kolektivite modeli...


Kamera; Güven 

İlyas Bey nar suyu molasında. Afiyetle ... 


TOPHANE-İ AMİRE ve ALACAKARANLIK

  İlyas Bey ile bir gün önceden karar verdik; İstanbul'a gideceğiz. Dostumuz Naci Beyi görüp hal-hatırdan sonra Tophaneye geleceğiz. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi Tek Kubbe de gösterime giren Francesco Albano’nun sergisine katılacağız.

 Alışık olduğum İstanbul yolundayım. Trafikte önemli zaman kaybettik. Buluşma kararlılığında olmamız ve yaşama katılacak yepyeni bir gün hatırına sinirlerimizi zorlamadık. Naci Bey ve sevdiği olan kadın Merry’de bizle birlikte oldu. Kabataş’ta çayhanede geçen iki saatlik zaman Naci Bey ile Merry’in yan yana oluşlarının mutlu enerjileriyle kutsanmış birer canlı gibiydi.

  Naci Bey, İlyas Bey, Merry ve ben; yaklaşık yüz metre ötede Dünya Barış Günü için Barış Zinciri yapmış gençler kollarıyla, elleriyle bütün insanlığa tek bir mesaj veriyorlar; “BARIŞ” savaşları, kin ve nefretleri, entrikaları bırakın! Ve bu çağrıyı sadece el ele tutuşarak yapıyorlar.

 Naci Bey ile Merry buluşmak üzere, dedikten sonra Tophane’ye geldik. Taş mekanlar çarpık bloklara, binalara misilleme yapar gibi gösterişli, sağlam ve çevresiyle barışık halde sanata, güzele inanmış insanları bekliyor.

 Tophane’de bulunan bu mekan Tramvay istasyonuna yüz metre yakınlıkta. Serginin güzel tarafı da ücretsiz oluşu! Sadece Francesco Albano’nun sergisi için gelmiş olmamıza rağmen bizi bekleyen sürpriz sergi Bilinmeyen Güçler ilginizi çekecektir. Bilinmeyen Güçler Sergisi Tophane-i Amire ana binasında ve çok yavaş gezilecek anlatımlar, irdelemelerle dolu. 

 Yere Yazı bölümü oldukça ilginizi çekecek irdeleme alanlarından birisi olacak. Korece’de “teomunee” sözcüğü yere kazınmış motif anlamına gelir. Biri “ Teomunee yok” dediğinde bir şey, yapmanın anlamı yok dediği anlamına gelir.

  Bilinmeyen Güçler Sergisi farklı sanatçıların çalışmalarıyla insanı çok hızlı akan bu zaman diliminde düşünmeye, irdelemeye ve birazcık olsun oturup kendimizi dinlemeye davet ediyor. Ana mekanı hızlı bir şekilde geçip Tek Kubbe’ye Francesco Albano’nun Sergisine geldik. Sanatçı sergisini ve felsefesini şu sözcüklerle ölümsüzleştiriyor;

 “ Alacakaranlık, hiçbir şeye atıfta bulunmayan bir zaman dilimi. İşlerim, gecenin sabaha en yakın olduğu bu an’a gönderme yapıyor. Bu, yenisinin ve tazesinin geleceğini tasavvur bile edemediğin, potansiyel ve bitkin enerjilerle dolu ilkel bir boyut. Beden, ne geceden vazgeçebilir ne de gündüzü fark edebilir. Bu zaman dilimi, gece ve gündüz arasında, Tanrı’nın bile, eğer varsa, başka bir şeyle meşgul olduğu bir oyuk.”

 Sanatçılar, evrene yayılan o büyük enerjiyi koklayarak, hissederek her zaman farklılığı, dokunmayana dokunmayı, girilmeyene girmeyi, duyulmayanın duymayı ve duyurmayı düşünürler. Francesco Albano’da böyle bir genç sanatçılardan sadece birisi.

 Bu sergide ne mi bulacaksınız? Sanatçının ortaya çıkarttığı formlar yine sanatçının kendi anlatımıyla ortaya çıkıyor;

 “ ‘deri” iç ve dış arasındaki en yakın sınır, kimlik, bir tür muhafaza alanı olarak yokluk arzu gibi hisleri temsil ederken; ‘kemik’ deriyi çevreleyen, taşıyan, ayakta tutan temel ve durağan bir yapı olarak fiziksel varlığı tamamlıyor.”

 Tophane’i Amire ve 20 Eylül'e kadar devam edecek sergiler iç seslere kulak veren insana, bu sesleri dönüştürüp dışarıya taşıyacak insana kucak açıyor.

 Güven Serin 














Hiç yorum yok: