13 Mayıs 2013 Pazartesi

İNSANIN GAYESİ


Kamera; Yunus   Ganos Dağları (Işıklar)

Nedir insanın gayesi? Bitmeyen çileler mi sarmak!
Gururu,katman katman mı yapmak? Beden denen
büyük eseri bir parça anlayamamış olmanın
büyük korkusu ile, ilk ana dönerken en büyük
korkuyu yaşayıp,büyük pas geçişe mi 
kurban gitmek; nedir? 

İNSANIN GAYESİ

  İnsanın gayesi nedir? Hiç bitecek gibi değil! Bir taraftan uzayın derinliklerini öğrenme ve oralara gitme isteği, diğer taraftan daha tam olarak tanıyamadığımız dünyayı tanıma merakı… Her şeyde önce insan, yani bizler kendimizi bile tanımıyoruz. Ruh ile bedenimizin ayrılışını  birbiriyle çelişkiye düştüğünü tama olarak bilmek bile istemiyoruz.

  Eksik veya yanlış bir şey yapınca soylu mazeretlerimiz hazır; “ şeytana uydum”, nasıl yaptım anlayamadım!” Bu ve bunun benzeri açıklamaların ardı arkası kesilmiyor. Ve sonunda adına da “kader böyleymiş” dedik mi, akan sular, aklın sorgulaması ve bizi yok etmek isteyen saldırılar duruverir. Tıpkı insanın kalbinin durup, hiçbir şey anlamadan çekip gitmesi, varken yok olması gibi…

  İnsana göre hayvanların gayeleri bitmişe benziyor. Onların iç huzuru, eriştikleri gaye ile ve o gayeye hizmet etmekle son buluyor. Milyon yıllık yaşam, belki binlerce yıldır tekrarlanan göçlerle çok şeyleri anlatıyor bize.

 Leyleklerin, kırlangıçların, turnaların, kartalların ve daha yüzlerce hayvanın göçleri, izlenmeye değer bir gösteridir. Gayelerinin biricik uğraşıdır; güneyden kuzeye, doğudan batıya veya tam tersi; sulak ve yiyeceğin bol olduğu yerlere ve o yerler arasında yaşamın içine en hakiki anlamlar katıp, gayelerini sonlandırırlar. Esas gayeleri karınlarını doyurmak, yuva kurup yavrularını büyütmektir. Bu işi de en iyi bir şekilde yaparlar.

 Fillerin göçleri de, öküz başlı antilopların göçleri de, deniz altındaki yengeçlerin, yılan balıklarının  balinaların göçleri de hep bu gayenin hakikati içindir. Ve bu gayede en ufak riya, şaşkınlık, kararsızlık, uyuşukluk yaşanmaz.

  Bir kurt, sürüsü içindeki düzene ayak uydurur ve tek gayesi sürüsünün devamını sağlamak olan yaşamın gayesine adanır. Bir aslan da öyle… Dişi ayı, sürü olmaktan öte, gayesini tek başına yerine getirir. Yavrusunu büyütmek için her şeyi göze alır; onun gayesi, ayı neslini en iyi şekilde devam ettirmektir; tek başına bile olsa, bu gaye en iyi şekilde yerine getirilir.

  Kargaların birlikteliği bilimin, karga biliminin konusu haline geldi. Artık onların aptal hayvanlar olmadığını, sosyal ve zeki bir kuş türü olduğunu biliyoruz. Onlar, gayeleri için her türlü fırsatı değerlendiren en özel kuş türlerinden birisidir. Yoksa insanın olduğu yerde, bu kadar başarılı olmak her canlının gayesi olamaz…

 Kırlangıcın yuva kurması, hangi mühendis ve mimarın dikkatini çekmez? Arıların muhteşem buluşları, kimyacıları kıskandıracak derecededir. Karıncalar  gayelerine en iyi adanmış böcek türlerindendir; hiçbir şey onları asıl amaçlarından vazgeçiremez. Öldükçe çoğalırlar ve gaye, yaşam içinde var olmaktır…

  Velhasıl hayvanın gayesi tamamdır. Tamam, olmayan insandır. Yolculuğu hiç bitmeyecek, merakı, araştırmaları ve istekleri son bulmayacaktır. İnsanın asıl gayesi, evrenin büyük döngüsü gibidir; sonsuza uzanır. Bu sonsuzluğu, insanın bugünkü yaşam arzularında, beklentilerinde de görebilirsiniz.

 Ne zengin olma hayali, düşü biter, ne güç ve gururlanma isteği… Eğer bu gayeler ve yaşananlar bir önem taşısaydı, bugünkü savaşlar, büyük katliamlar çoktan son bulurdu. Ve adına dengesizlik, adaletsizlik dediğimiz düzenlerde kendiliğinden dengeye otururdu. İşte, bu düzensizlik, bu oturmayışı  insanın gayeleriyle, son bulmamış amaçlarıyla, gururlarıyla ilgilidir…

  Esas sorun, gayeleri bir türlü son bulmayacak insanı, artık yaşanmaz hale gelen araç, ses ve beton kirliliğinin içine hapsetmektir. Bu hapsedişi en akıllı canlının, canından bezdirmeye, kendi kendini yok edişe, yani gayelerinin bazılarına bile erişememeyi de çıkartıyor ortaya.

 Özellikle adları sosyal demokrat ve sol olan belediyecilik anlayışı, insanın gayesini en iyi şekilde anlayıp, yapabileceği en iyi insanca düzenlerin öncülüğünü yapmalı. Eskişehir, İzmir Büyük şehir bu gayelere hizmet etme yarışındalar.

  Ya Tekirdağ! Tekirdağ şehrim, işçisini, emekçisini taşeronun elinden kurtarmadığı gibi, daha sürekli ekmeye çalıştığı yeşilin, çiçeğin yine insanla güzelleşeceğini de farkında değil; çünkü belediye idarecileri insana yakın olma gayeleri arasında bir sorun, bir eksik var…

Güven Serin








Hiç yorum yok: