29 Haziran 2012 Cuma

ŞAİR ŞİİRLE CEVAP VERİR

  Kamera; Güven        GANOSLAR-TEKİRDAĞ

 Issızlığın içinden bir ses duyulur; şairin sesidir bu ses.
Hayata dair bir şeyler fısıldar;
anlamı ile anlamsızlığı ve iyilik ile kötülüğü
üzerine... Döngünün hatırına,yaşam fışkıran
dünyanın sahibi olmaya çalıştıkça insan hoyratlığının
insana oynadığı KORKUNÇ oyunu, yine insan,
satranç gibi, felsefenin,sanatın, tarihin salıncağına 
tutunarak,et ve kemik bedeninin ağırlıksız ruhuna
dokunabilir ve korkulan ölümü,seçeneklerin kaçınılmaz
sanatı kabul eder...





ŞAİR ŞİİRLE CEVAP VERİR

  Şiir zariftir, zarafet ile donatılmıştır. Kavgasını silah, hilebazlık ve düzenbazlık ile vermez. Mısraların yer çekim kanununa meydan okuması bile gönüllü bir ahenk içerir…

  Şiir yazan nice şair vardır. Milyonlarca şiir seven insanların olduğu gibi… Dimağlarda taht kuran, ölmüşken yeniden doğan şairler azdır, kıttır… Özdemir Asaf’da böyle değerli ve kıt insanlardan birisidir. Az oldukları için değerli, değerli oldukları için de kıttırlar…

  Sevgiyi, aşkı, adaleti, felsefeyi, sanatı kanunlarla dayatarak değil, soylu kurnazlıklara yaslanarak hiç değil; nazik ve berrak mısralara sarılarak yaşamıştır, yazmıştır Asaf.

  Özdemir Asaf’ı en iyi anlayan kişilerden birisi de Doğan Hızlandır. Hızlan, Asaf hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirir;

“ Şairlerin düzyazıları beni hep kendi şiirlerine doğru çekmiştir. Çünkü şiir algılamaksa, sezmekse, düzyazı da bir o kadar anlamaktır. İşte, şairlerin düzyazılarını okurken, o şairin şiirine göndermeler yaşarım. Daha doğrusu şiirine yeni yaklaşımlarda bulunabileceğimin ipuçlarını ararım, bulurum da.
Özdemir Asaf’ın düz yazısındaki bazı cümleler bir özdeyiş biçimi andırır. Aşk için söylediklerini bu başlık altına koyabilirim;

Ben aşkı hiç ölçmedim. Ama aşk beni ölçtü.

Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zekâ ile düşersen kavrulursun. Akıl ile düşersen çıldırırsın. Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.

Sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç…

Ne yapmak istedi Özdemir Asaf?

Bütün dünyayı
Kucaklamak istedim;
Kollarım yetişmedi.

  Özdemir Asaf 89. Doğum gününde anılıyor. Türk edebiyatına, insanın yüreğindeki değerleri anlamaya, budaklı bedenlerimizi törpülemeye ve cilalamaya çok önemli katkılar yapan Asaf sadece doğum-ölüm yıl dönümlerinde değil, her an yaşam buluyor mısralarının tekrarlandığı maviliğin serin esintilerinde.

  Asaf’ın şiirini sevenler bu sevgi ile kendi sevgisini tetikleyenler şairin yaptığı gibi kollarını açıp tüm dünyayı bir kez daha kucaklamak istiyorlar.

  Şair “yakın” şiiri ile seslenir;

Bir ışık düşerse üstüne basma
Daha yakınlaşır, korkarsın.
Bir leke, silmeye-gör.
Leke kalır, sen çıkarsın.


“Telaş” dizelerinde;

Yaşamak değil,
Beni bu telaş öldürecek, diye seslenin coşkuyu, yaşam ve yaşama arzusunu hiç tüketmeyen insanın ruh âlemini buluruz.

  Kızı Seda Arun yıllar önce; 1966 yılı Mayıs ayında yaşadıklarını şöyle anlatıyor;

  1966 yılı Mayıs ayı; erguvanlar İstanbul’u kuşatmıştı. Sevgilimle evlilik kararı aldık. Babama söylemeye çekindim. Evlilik kararımı anneme söylediğimde; “babanla konuşalım” dedi. Annem ile babam ayrılalı beş yıl olmuştu. Babam ikinci evliliğini yapmıştı. Babam annemin Caddebostan’daki evine geldi. Sofraya karşılıklı oturdular. Annem benim evlilik konusunu açtı. Babam hiç ses çıkarmadan, masada bulunan tabakları yana, rakı kadehini de daha uzağa koyduktan sonra; “benim şiir kitaplarımı getirin” diye seslendi.

  Annem babamın şiir kitaplarını getirdi. Babam sayfaları karıştırmaya başlayınca cevabı şiir ile vereceğini anladım. Orada sehpanın üzerinde duran makaralı teybin düğmesine bastım. Şiirlerin sesi ile oynayarak, bazen yavaş, bazen hızlı, bazen fısıldar gibi, bazen bağırır gibi okudu. Hiç ara vermeden okuyordu şiirlerini. Gece uzun sürdü. Vakit bir hayli geç olmuştu. Kitaplarını kapattı, bizlere;

“ HOŞÇA-KALIN” diyerek gitti.

 Zarif ruhlu insanlar kabalığın krallığından kaçarlar. Ömürleri kabalıkları, kötülükleri silmek, zımparalamak ve cilalamak ile geçer. Bir aldatmacadır dünyanın muhteşem zenginlikleri. En huzurlu olanlar sevgi ve erdem ile donatılmış olanlardır. Şiirlerin sevdalı şairleri de bunları yaparlar;

Kendimi sileceksem, bilirim sende varım.
Senin ben yarısıyla seni ben tamamlarım.
Seni sende bütünler, sana sende inanır,
Seni sende silerim, seni bende yazarım.

 Güven Serin

 


2 yorum:

Fatma dedi ki...

Ne güzel olmuş bu yazı ne güzel, çok teşekkürler Güven, şiir okuma isteğimi törpüledin ve hatta bir iki mısra da yazmak istedim ama nerdeeee:)

gülsen VAROL dedi ki...

Muhteşemdi sevgili Güven.. defalarca okudum.. Bazen saatlerce konuşulanın, ya da sayfalarla yazılanın yapacağı etkiden çok daha kalıcı olur iki satırla meramı anlatılabilen şiir.. Sonsuz teşekkürler.. uykumu kaçırsan da :)))
Bu arada yeni sayfan, şablonun çok güzel olmuş.. sağlıkla ve neşe ile yazmanı diliyorum..