29 Mart 2012 Perşembe

ŞARK ÂLİMİ EMİRİ EFENDİ

Kamera; Güven   ALANYA

Yaşam her yerde; bazen baktığımız,
bazen hiç bakmayı akıl etmediğimiz
yanıbaşımızda...

ŞARK ÂLİMİ EMİRİ EFENDİ



 Emiri Efendi’nin yaşadığı zamanda yaşamadığım için Şark Âlimi Emiri Efendiyi ancak kitaplardan tanıyorum. Onun hakkında bilgi edindikçe bugünün Emiri Efendililerini izledikçe geçmişteki Emiri Efendiye saygım artıyor.


 Emiri Efendi, Sultan Abdülhamit devrinde yaşamış ve defterdarlık yapmış birisidir. Mazide oturur, mazide yatar kalkar, mazide biraz nefes alırdı; fakat çok eski mazide! … Yeniden muzdaripti. Abbasilerin çıkışlarını bilir, kendi fesinin nerede yapıldığını öğrenmek istemezdi. Her şeyin eksisini severdi; kitabın eskisini, ölünün eskisini, hatta felaketin eskisini! … Mesela 93 mağlubiyetini ağzına almaz, fakat Beyazıt’ın Timur’a yenildiğine yanardı.


 Şark Âlimi Emiri Efendinin hususi bir kılığı vardı. Parmağında bir makalelik çamurla dolaşırdı. Hangi yemeği sevdiği yeleğinin önünden belli olurdu. Fakat temiz ruhu vardı. Abdülhamit devrinde defterdar olduğu halde hırsız değildi.


 Şark Âlimi Emiri Efendinin tek kusuru kızınca; adama mektep kitaplarının yazmayacağı kelimelerle söverdi. Bu kadar kusur da olsun canım! …

 Hiçbir uygarlığın tam manası ile yok olup son bulmadığını düşünüyorum. Bilinen ismi ile yok olsa da; Roma, Mısır, Bizans, Sümerler, Hititler, Asurlar, Selçuklular, Osmanlı yine bugünde; bugüne süzülmüş, isim değiştirmiş bir şekilde yaşamaya devam ederler.

 İnsanoğlu şartlara uyum sağlamada diğer birçok canlıdan daha fazla uyum sağlıyor. Buluşlar yapıyor. Yeni korunaklar, önlemler hayatta kalmak için aşılar, gıdalar, vitaminler, daha bir sürü formül buluyor.

 Abdülhamit devrinde yaşamış Şark Âlimi Emiri Efendiler de bugünün bürokratları içine süzüldüler. İsimleri değişti. Giyinişleri değişti. Ama kızgınlıkları, eskiye takılı merakları hâla taptaze duruyor.

 Eski deyince, tam bir değişim-dönüşüm ve saygılı bir kabul edişi bugünün akıl ve bilimleri ile karşılaştırmak olsa önünde eğilirim. Hatta ellerim acıyana kadar alkışlar, bu yolun yolcusu olmanın mutlu bir adamı olarak da sokaklarda caddelerde yüzü gülen bir canlı gibi yürürüm.

 Yüzün gülmesi dedim de uykumun kaçtığı bir saatte uyku getiricisi televizyonu açtım. Nedim Şener ile eşi konuk olmuşlardı. Nedim Şener bir yıllık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı. Bir yıl önceki insan gitmiş; kısacası erimiş, ufalmış, onuru zedelenmiş bir cümleyi bile konuşamayacak kadar sarsılmış bir insan görüntüsüne bürünmüştü.

 Hak-Adalet, kısacası bütün krallıklar, dinler bu felsefe, bu görev ile doğarlar. Uygulama ise inanılmaz insanlık trajedilerine sahne olur. Sahnede Nedim Şener, tek suçu yazmak… Sorgulamak…

 Uygarlıkların birbiri içine akışlarını şimdi daha iyi irdeliyorum. Hiçbir değişim sırf değiyorum, değişeceğiz diye kendi kendine olmaz. Bir sürü etken girer devreye. Zalimlikler, adaletsizlikler, büyük kurnaz oyunlar ve VAHŞETLER…

Büyük Sahne Açılıyor;

 Tekrar tekrar açılıyor; büyük sahneden geçmiş milyonlarca oyuncu, uygarlık tekrar kendi süzülüşünü yapıyor. Hak dağıtıcıları bir kez daha hak yiyor, bir kez daha adalet topal bir şekilde yol alıyor.

 Devlet, bütün adaletsizliğin karşısındadır. Devlet, vatandaşı saydığı halkının tamamını aynı şefkat ile kucaklarsa görevini yapmış olur. Ama kusur ne devlette, ne de devletin içine oturtulmuş Şark Âlimi benzeri soylu yöneticilerde.

 Ucuzcu mantığımız, göçer felsefemiz ile biz bu vatanı sadece ölmek için sevdik… Eğer yaşamak için sevseydik; düşünür, sorgular; düşünmek ve sorgulamak için ise okur, araştırır, dinler vicdanımızı evrenin sonsuz güzel gücü gibi tımar etmeyi öğrenirdik.

 Dostlarım, siz siz olun Şark Âlimi Emiri Efendileri kızdırmayın! Bir ağızlarını açarlarsa rezil olursunuz. Rezil olmaktan hep korkmuştur soylu halkım. O yüzden, rezil olmamak için okumaz, gezmez, araştırmaz, eğlenmeyi bile dağıtmak kültürü ile eş anlamlı hale getirmiş güzel bir halkız! …

NOT; Şark Âlimi Emiri Efendiyi tanımama yardımcı olan büyük eserin yani Mithat Cemal Kuntay’ın önünde eğiliyorum; saygı ile, hürmet ile, minnet ile…

 Güven Serin



2 yorum:

Momentos dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkür ederim Sezer.

Okuyan,düşünen ve düşünmeyi saf bir suya-sabuna dokanma mantığı kabul etmeyen bütün dostlarıma senin huzurunda şükranlarımı sunuyorum.

Haksızlıklar çoktan göğe yükselti ama asıl düşüncem, suskun akılsızlıklar...