23 Ocak 2012 Pazartesi

KLARNETİN AŞKI

Kamera; Güven   Medusa Mozaiği-
Akropol-Bergama
Bulunduğu Yer; Pergamon(aşağı şehir)
Şimdi Bergama Arkeoloji Müzesi sergi salonunda
Bu Müzeye katkı sağlayan Osman Feyzi Beye
minnet duygularımı gönderiyorum.

KLARNETİN AŞKI



 Dünya nasıl şekillenirse şekillensin, insan denen canlı nerede yaşarsa yaşasın içinde var olan ve var oluşunu o hislerle daha anlamlı ve daha hüzünlü kılan duygular da hep olacaktır. Bazen yemyeşil, bazen tozpembe ve bazen simsiyah…

 Nasıl ki insanın unutulmaz aşkları masalları, hikâyeleri ve romanları besliyorsa klarnetin de aşkı öyle bir şey. Klarnette insan gibi aşk acısı çeker. Bunu az sayıda insan anlar. Aşkı yeryüzü sahnesinde tanımış ve o sahnede aşkın oyununu oynamış oyuncular anlar ve görürler...

 O akşam, klarnet hiçbir zaman çalmadığı kadar duygulu çaldı. Onun dilini anlayan insan klarnetin seslenişini şöyle dile getirdi;

“Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dost meylediyorsun, etme.
Sen yâd eller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun etme.”

 Klarnet aynı insanların yaptığı gibi yapmıştı o gece. Aslında o gece diğer gecelerin tekrarı gibiydi. Yanında dostları; Keman, Tambur ve gitar bulunuyordu. Klarnetin Keman ile Tambur arasındaki dostlukları çok eskiye dayanıyordu. Gitar ile yeniydi dostlukları ama eskileri aratmayacak kadar da sıkı bir sevgi geliştirmişlerdi aralarında.

 Klarnet, hiçbir zaman duygulanmadığı kadar duyguluydu. Ve aynı insanlardaki gibi sancılar çekiyordu. Göbeğinden başlayan sancılar, yukarılara, milyarlık hücrelerin kayıt odalarına kadar çıkıyordu. Bu odalarda neler yoktu ki;

Sonbahardı
İki damla gözyaşında.
Bir kiraz çiçeği gibi açtı resmin.
Ilık bir bahar rüzgârıydı sesin.

Yanağımda nefesin
Ellerimde resmini sevdim.


Bir hayat,
Bir gerçek,
Bir aşk, bir âşık boyadığında


Klarnet hiç susmayacak belli. Bu gece eğlendirmekten çok düşündürecek, hüzünlendirecek o da belli.

 Klarneti çok iyi anlayan ve belki klarnet kadar sıkı aşkları, geçmişleri ve kayıt odaları dolu olan tambur ve keman, genç gitarın da taze kuvveti ile yine çalmaya başladılar. Dostlarının muhteşem vefası, ölünceye kadar sürecek beraberliği klarneti yine dile getirdi;

Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay, felek harap olmuş, altüst olmuş senin için…
Bizi öyle harap, öyle altüst ediyorsun, etme.

 Keman dostu klarnetin hislerini biliyordu. Tanıdıktı bu hisler çok tanıdık. Ve o yüzden bu akşam daha bir hüzünlü çalıyordu. Hüzün, insanı sevince gark edecek, yarın şafak vakti tekrar güne hazırlayacak en güzel duygu. İşte, o en güzel duyguyu keman biliyor ve en güzel, en içten bir sahneyi dostu klarnet için tekrarlıyordu.

 Tambur, sanki kadim zamanların elçisi gibi büyük aşk yaşayan dostu klarnete geçmiş zamanların güzel anılarını, çocukluk ninnilerini anlatır gibi söylüyordu. Klarnet küçük bir nefes alıp-verme anında kadim dostu tambura baktı ve yalnız onların görebileceği bir şekilde gülümseyerek göz kırptı. Varlıkları varlıklarına adanmış dört çalgı aleti, insanlaşmış, insanlarla aşır-neşir olduklarından insan gibi konuşuyorlardı.

Tambur çok uzun zamanların hikâyesini anlatıyordu;

Bir ilik rüzgâr misali esti hayat.


Nefesinde ataerkil vuruş.
Sandal ağacı kokusunda beslenin bir dokunuş
Bir duruş ve son vuruş,
Ve yeni banyo etmiş genç kızın,
Terli sol göğüs kafesinde
Okumuş.

Ve ağaçta kan kokusu!
Acının notalarındaydı sesi

 Klarnet belli ki anılarda üstü tam kapanmamış yaraların sızılarındaydı. Dostu tamburu nazikçe susturdu. Haydi, biz yine Mevlana’ya, yine Şemse gidelim, onların sözleri ile kendimizi bir kez daha teselli edelim;

Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen, varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen, yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kast ediyorsun, etme…

 Güven Serin

4 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

Çok severim klarnet nağmelerini. Bizde de epeyce usta var. Harika bir yazı olmuş. Teşekkürler.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Çok sevindim sevmene İsmet.Güzel şeyler anlatır bize klarnet; bazen hüznülü, bazen coşkulu; güzel şeyler...

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Oyun havalarının enstrümanı diye bakılırken,son yıllarda yapılan solo klarnet çalışmalarıyla ,klarnetin güldüğünün de ağladığının da hissedilmesi güzel.Bu güzel yazıyı okumaya başlamadan önce hemen Vassilis Saleas açtım ve o kopulası seslerle okudum ))

GÜVEN SERİN dedi ki...

Günaydın; ne güzeldir onların sesi değil mi) Ne çok şey anlatırlar insana dair...