30 Aralık 2011 Cuma

NOEL BABA ve AKSAKALLI DEDE

Kamera; Metin  Teos Antik Kenti-Seferihisar

Ve ağzım ağzını öptü ise
Çünkü için sözle doludur
Elim eline değdi ise
Çünkü elin yaratılmış işler doğurur
Gözlerine baktım ise
Ki bakmışımdır
Onlar bir denizi sezme derinliğindedir,
der şair...

NOEL BABA ve AKSAKALLI DEDE



 Bir yılda bir tekrarlanan yediden yetmişe milyonlarca insanı heyecanlandıran, yepyeni düşlere yelken açtıran Noel; yani “yeni yıl” sevincini yaşarız. Noel Bayramı Hıristiyanlarca 25 Aralıkta kutlanır. Bizim ülkemizde ise “yeni yıl” 31 Aralık gününün gecesi; tam da eski yıl biter yeni yıla girerken kutlanır. Sanıyorum tüm dünyada ayrı bir şenlik havasında kutlanıyor bu gece. İşte bu zamanlarda Noel Baba beklenir. Geyikleri ve kızağı ile dağıtacağı hediyelerle birlikte.

 Kimi Noel Babaya, kimileri ise Aksakallı dedelere bağlar ümitlerini, hayallerini. Yeni yılı kış soğuğu ve karlar içinde, gaz lambalı zamanların içinde çok daha gizemli bulurdum. O zamanlar küçük bir çocuktum. Evimin, kasabamın dışındaki yerler Kaf Dağları kadar sisler ve gizemler ardında gelirdi.

 Hayallerin, düşlerin hiçbir zaman vergisi yoktur. Coşkununda, eğlenmenin de yanlışı ve ayıbı yoktur. İnsan denen canlı, bedenine ve ruhuna uyguladığı her türlü eziyeti, cezayı katbekat geri öder. Yapılanları ne bedene de ruh unutur. Bekler, sabırla bekler ve sizi şaşırtan hamleyi yapar. Mat olmanıza çok az kala hayatınız; tüm yaşamınız gözlerinizin önüne gelir. En çok mutlu olduğunuz çocukluğun saf günlerini, eğlence zamanlarını hatırlar ve pişmanlıklarla nasır bağlayan hayatınıza yanarsınız.

 O yüzden sizi mutlu edecek ne varsa, ne yoksa hepsine sarılın. Muhteşem kış soğuğunu bedeninizin duyumsamasına izin verin. Sadece yürüyün, soğuğu da hissederek ve soğuğa karşı bedenin meydan okuyuşunu, hayatta kalmak için muhteşem savaşını izleyin. Yalnız kalmanın çoğul erdemini fark edeceksiniz. Belki bu yılbaşını Noel Babasız, Aksakallı Dedesiz, büyük coşkulardan uzak; yapayalnız, birkaç mum ışında geçireceksiniz; aslında yalnız olmadığınızı bilerek; sizin yaşamınız için çırpınan bedeniniz ve milyar sayıdaki hücrelerinizin çığlıklarını duyarak; milyarlarca dostla eğlenerek…

 Veya eğlencenin en gürültülü ortamına mı girmek istiyorsunuz; girin o zaman. Baş dönmesinin yaşamaksa niyetiniz yaşayın! Bırakın dönsün başınız. Islansın dudaklarınız. Titresin bacaklarınız; zıngır zıngır…

 Eğer beklediğiniz Aksakallı bir Dede ise bekleyin. Bu yıl olmadıysa, muhakkak başka bir yıl… Hayır, Noel Babayı ve geyikleri, geyiklerin çektiği hediye dolu kızağı bekliyorsanız; bekleyin! Eninde sonunda sizin eve de uğrayacaktır.

 Düşündünüz mü hiç; Aksakallı Dede, Noel Baba, bu kadar niye sevilir diye? Hep verdikleri, verecekleri, vermek istedikleri için! İyi oldukları için… Onlar, sonsuza uzanan evren kadar sonsuza; yani ölümsüze, bonkörlüğe uzanırlar. Çünkü onları yaşatan; bizim beklentilerimiz, almak isteğimiz, mutlu olma ümitlerimizdir.

 Acaba, beklemek ve almak yerine; gitmeyi ve vermeyi denemek; Noel Baba ve Aksakallı Dede gibi olmasa da, birkaç çocuğa, yaşlıya gidebilmek ve vermeyi denemek nasıl olurdu acaba? Dengeli, ezici olmayan iyiliğin tarafsızlığını taşıyan verme ve gitmelerin insan denen canlıyı nasıl değiştireceğini merak ettiniz mi hiç?

 Adına insan denen canlının yolculuğu büyük; çok büyüktür. Beklentilerinde öyle. Kazandıkça, sahiplendikçe, coşkular, kızgınlıklar, korkular çoğalır; çoğalan beklentilerin dağ gibi büyüyen zenginlikleriyle birlikte.

 Yaratıcı ve tabiat her zaman dengeli beklentilere, sahiplenmelere ve cömertliklere davet eder bizleri. Verirken de, alırken de, eğlenirken de, isterken de; sevip-sevilirken de dengeli olmanın yüksek erdemini hatırlatır yaratıcı. Sonsuza uzanan evrenin muhteşem gezegeninde ölümlü insana ölümsüzlük kokuları serper tabiatın cömertliklerini düşünen yaratan.

 Tuhaf kokulardır bu kokular; bizim ile yaratıcı arasında muhteşem törenin ardında gülümser; tıpkı düşlerdeki Noel Baba, Aksakallı Dede, buğday kokulu nine, süt kokan anne, sevda kokan sevgili gibi…

 Güven Serin

18 yorum:

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Aaa keşan müftüsünü dinlemediniz galiba Guven)))

Noel baba iyi bir adam olsaydı bacadan değil kapıdan girerdi)))şaka gibi ya ))

Bu güzel yazı müftüye kapak olsun )
Güzel bir yıl diliyorum.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Merhaba; Dalgaları Aşmak. Dinlemez olurmuyum; o soylu ve görgülü müftüyü:))

Olsun, vallahi olsun:))

Güzel dileklerine tabiatın güzel dilekleri ile katılıyorum.

Begonvilli Ev dedi ki...

Yeni yılda ve sonrasında, başta sağlık olmak üzere güzellikler diliyorum. Nice mutlu yıllara!

Unknown dedi ki...

For me this is the best part of the year. The smell of cakes, people of good will, all the sparkling ... the only thing missing snow that the atmosphere is complete. Yeni Yılınız Kutlu Olsun

Momentos dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
GÜVEN SERİN dedi ki...

Merhaba İsmet. Kesinlikle önce sağlık... Nice güzel ve hoşluk dolu günlere duyarlı olan beden ve ruhun var oluşuna İsmet.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Ruzmarin thee years old, I recognized in 2011. Hard-working, productive, you are a person of good-emitting energy. Hopefully, the snow comes this night. :)) And I would like again; cake odors would not be missing ever Ruzmarin life.

Ruzmarin Love Bridge, this bridge is nearly always open to us.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Sezer merhaba. Benimde içimde bir his var; her türlü kutlamaların güzellik üreten insanlığa ait olduğuna dair. :))

mü(e)ftü(a) Bey'i çılgınca aradım bulamadım. :)) Ne zor bir adammış...

"seçilebilir" olan, harika bir felsefenin doğurduğu düşünce. Katılıyorum; yeni yılın gündeminde bu olsun. :)) Seçilebilirliğe uzanan bedenler, seçmeyi, karar vermeyi, dik durmayı da bilirler; ne güzel bir yaşam endamı...

Arzu Sarıyer dedi ki...

"Acaba, beklemek ve almak yerine; gitmeyi ve vermeyi denemek; Noel Baba ve Aksakallı Dede gibi olmasa da, birkaç çocuğa, yaşlıya gidebilmek ve vermeyi denemek nasıl olurdu acaba? Dengeli, ezici olmayan iyiliğin tarafsızlığını taşıyan verme ve gitmelerin insan denen canlıyı nasıl değiştireceğini merak ettiniz mi hiç? "
Güven Dostum; bu cümlerinde çok takıldım...Evet merak ettim ve gördüm, görüyorum nasıl değiştiklerini...Diliyorum ve umuyorum tüm insanlık merak edebilsin...Nice nice sağlıklı ve mutlu yeni yıllara kavuşman dileklerimle; yeni yılını kutluyorum,sevdiklerinle birlikte.Selam ve sevgiler.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Merhaba Arzu öğretmenim; hoş geldin. Tüm dileklerine katılıyorum; selam ve sevgini selam ve sevgi ile karşılıyorum.

ege dedi ki...

Bugün iki kişi sizi sordu cep numaranı istediler verdim Sizi nasıl bulacaklarını da tarif ettim çok samimi davrandılar cumartesi günü yola çıkacaklarmış muhtemelen gece yarısı gelmiş olurlar. hazırlıklı olmanda fayda var isimlerini sordum birinin adı sağlık diğerinin adı da mutlulukmuş 2012 de hep sende kalacaklarmış.memnun olurlarsa ilginden sürekliliğide olabilirmiş. Senden herhangi bir bedel para yada başka birşey istemiyorlarmış. Sadece onlara yer açman yeterli olacakmış. mutlu yıllar:))

GÜVEN SERİN dedi ki...

Merhaba Yıldız. Telefon ve adresimi vermekle ne iyi etmişsin. Bende bu arkadaşları tüm dünya insanına yollarım:)) Gerçi teknolojinin başdöndürücü telaşına kapılmış uygarlık insanı bu arkadaşları farkeder mi bilmem gari. :))

Selamlar.

Adsız dedi ki...

Güven
dağda taşta denizde tarihi eserlerde gezip dolaşacağın sonra oturup bize yazacağın mutlu ve umutlu bir yıldilerim.Sağlıcakla.

GÜVEN SERİN dedi ki...

Ruhgezgini,ne güzel bir dua bu. Bende duana destek olarak kocaman bir "AMİN" diyorum. :))

ruma dedi ki...

Hello, Guven.
 Happy new year 2012.

 I was given many crops from your glorious works.
 We are far distantly each other, but this human interchange has cultural significance.

  Your time is yours, with your heart.
  The prayer for all peace.

Close spring, ruma ❀

GÜVEN SERİN dedi ki...

Hi Ruma. Human, so we will fight until the end for humanity. Humanity of those who think like us, the war will never end. Spring photos are excellent.

Spring and Humanity ... And

smile ... :))

Adsız dedi ki...

Allahü Teala'nın bize lütfettiği bunca nimete sırtımızı dönüp Noel babanın, Aksakallı dedenin bizim imanımızı çalarak getireceği 3 kuruşluk hediyelere, piyangolara göz dikiyoruz. Bu hediyelerde zaten insanların çevresindeki kişilerce alınmış olup, sözde noel babanın getirdiği hediyeler. İnsanoğlu kendini kandırmaktan ne zaman vazgeçecek acaba?

GÜVEN SERİN dedi ki...

Aramalı insan kendini; bütün kandırmalarda, kandırılmışlarda bile aramalı!