12 Kasım 2010 Cuma

BAK ŞU TİLKİNİN YAPTIĞI İŞE !

Kamera; Güven Istranca (Yıldız) Ormanı
Bu diyarda tilkiler, çakallar, kurtlar, tavşanlar,
kuşlar, böcekler yaşar.Hiçbirisi soylu insandan
daha gaddar, daha acımasız değildir.
Bu diyarın tilkisi, biraz utangaç, biraz korkak,
biraz fırsatçı olmasaydı çoktan yok olmuşluğun
fotoğraflarını süslerdi.

BAK ŞU TİLKİNİN YAPTIĞI İŞE!



 Güzel ülkemin hemen her yöresinde yaşayan bir hayvandır tilki. Bunca tilki vahşetlerine rağmen, yaşama o kadar bağlanmış ve mücadelesi o kadar ileridir ki, bir türlü soyunu-sopunu kurutamadık bu hayvanın.

 Tilkiyi saygıdeğer buluruz ama tilkiyi de kendi doğası içinde anlamaya bir türlü çalışmayız. Tilkinin fırsatçılığını, kurnazlığın hikâyeleri ile ödüllendirdiğimiz de oldukça fazladır. Kurnaz ve aynı zamanda fırsatçıdır diye! Ve bu yüzden benzetiriz, çevremizde ki fırsatçı ve kurnaz insanları tilkiye. Bazen, onları kınamak için yapar, bazen de onları kendimizce onurlandırırız…

 Dünya düzeni, fırsatları yakalayanlar üzerine kurulmamış mıdır? Bütün insanlığın koştuğu, koşturulduğu yön, bu yön değil midir? Gemisini taşlara vuran kaptanı kaç kişi alkışlar ve onurlandırır? Fabrikasını kapatan, iflasını açıklayan patronun çevresi karşısında saygınlığı eskisi gibi olabilir mi?

 Algılamalarımız, alkışlarımız büyük çoğunluğu fırsatçılığı yükselişe, maddi zenginliğe dönüştürmüşlere değil midir? İşte bu yüzden tilki insan için önemli bir hayvandır. O kurnazlığın en değerli figürüdür. Ama bu kurnaz tilki, ne hazindir alımlı, bakımlı ve rüküş görünüşlü kadınlarımıza kürk olmaktan da kurtulamamıştır!

 Köyde yaşayan bir tanıdığım daha çok yeni yaşanmış tilki gerçeğini anlatınca tilki adına gülümsedim. Tavuklar adına ise, üzüldüm. Zavallı tavuklar, daracık kümeslerinde kim bilir ne çığlık attılar, tilkinin ayak seslerini kapıya dayanmış bulunca! Tavuk, üretken bir hayvan! Ne etinin, ne de yumurtasının biz insana yönelik pazarlandığının, yönlendirildiğinin gerçeğini sorgulamaz! O, sadece doğanın ona yüklediği üretimi yapar, gerisini insanoğlunun soylu vicdanına bırakır.

 Köyde yaşayan tanıdığımın başına gelen olay; köydeki kümeslerine giren tilkinin inanılmaz kurnaz oyunundan ibarettir. Kümeste yaşayan horoz dâhil 18 hayvanını kaçırmış. Yani kümesteki tavukları koruyacak horoz da tilkimin kurnaz pençesine geçmekten kurtulamamıştır.

 18 Tavuk ve horozu kaçıran tilki kim bilir kaç gün o planı, o hazırlığı yapmıştır! Çünkü köyde yaşayan tanıdığımın anlatmasına göre; o akşam evde değil, bir başka yerde misafirlikteymişler. Lütfen şu tilkinin harika takibine, zamanlamasına bakar mısınız? …

İnsan düşünmeden edemiyor; bir tilki bir seferinde kaç tavuk yer diye… Hadi ailesini de düşünen bir tilki olduğunu farz edelim, en fazla iki tane yeterli olmalıydı. İnsan şaşırmadan edemiyor; bir küçük tilki, 18 tavuk ve horozu ne yapacak diye! O zaman gelin hep birlikte düşünelim, tilkinin uzun vadeli kurnaz oyununu.

Şimdi empati kuralım, tilki gibi düşünelim desem, “hadi canım sende” diyip beni yuhalayacağınız diye korkarım. O yüzden tilkiye benzeyen kurnaz nöronlarımızı çalıştırıp tilkiyi anlamaya çalışalım!

 Birincisi, tilki bu ganimetin hepsini yemeyecek, büyük bir çoğunluğunu toprak altına saklayıp kış yiyeceğini garanti altına almış olacaktır. İkincisi, tilki çok uzun zamanda bu yana yapmış olduğu plan, suya düşmesin diye, gıdaklayan, bağıran tavukları ve horozu ilk önce infaz edip, büyük sessizliği sağlamıştır. Yani, tavuklar ses çıkarmayıp, tilkiye iki kurban sunmuş olsalardı belki tilki taze besinini alıp, “eyvallah” deyip giderdi…


 Değerli okuyucu bu tilki hikâyesinin nereye varacağınızı merak ediyorsunuz, biliyorum! Bende en haz sizin kadar heyecanlıyım doğrusu! Malumunuz referandum oldu ve bu referandum neredeyse ülkenin son şansı, kurtuluşuymuş gibi anlatılmaya çalışıldı. Anlatıldı mı peki? En azından % 58 anlamış görülüyor. Peki, % 42 anlamamışsa ne olacak? Elbette onun da bir çaresi vardır.

 AKP içerisinde önemli bir görev almış bir tanıdığım beni ziyarete geldi. Ne kadar siyasetin dışında kalmaya çalışsam da, bu galip dost, sürekli siyaset kulvarına yürümek istedi. Ve döndü, dolaştı, batı illerinde, % 42 Hayır diyenlerin diyarında önemli araştırmalar yapacaklarını söyledi. Nedenlerini tespit etmeye çalışacaklarmış! Neyin nedeni? Bu diyarlarda, AKP ne yapsa, ağzı ile kuş da tutsa; neden tam manası ile yükselişe geçemiyormuş, bunun araştırmasını yapma kararı almışlar…

 Görünen köy kılavuz istemese de, AKP neredeyse tüm ülkenin oyuna talip olma peşinde. Anlaşılan odur ki, demokrasi, muhalefet, erkek-kadın eşitliği, topraklarımızın korunması, yerli işverenlerin daha büyümesi, yabancı sermaye karşısında yerli gücümüzün korunması çok önemli değil. Şehirleşiyoruz, köylülükten kurtuluyoruz diye yığınak yapılan batı şehirleri eğitimin, kurtuluşun, refahın, sanatın, bilimin yükseldiği şehirler mi oldular? Hayır… Oy deposu, odun-kömür ve makarna bekleyen, yeşil kart, uyuşturucu bağımlılığının patlayan yerleri haline dönüştüler…

 Acaba AKP batıda, eğitimli kesimde, Cumhuriyete adanmış, Atatürk sevdasına gönülden inanmış yerlerde yükselişe geçmek yerine, sadece para ve din ekseninde yükselmenin yanlışlığını anlayıp, artık, tüm ülkeyi gönülden kucaklama gösterilerine yapmaya başlasa nasıl olur? Yoksa bizler kümeste bekleyen tavuk ve horozlar gibi fazla gürültü yapıp, susturulmak için birer birer, sessizliğin kültürüne mi uğurlanacağız?

Güven

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba Güven..Döndün dolaştın tilki yide siyasete kurban ettin ya bravo..Şu an anadoluda olduğum için bunun benzeri kaçıncı vukatını duydum o kurnaz tilkinin..
Zaten en siyasete soyunan kim olursa olsun ona tilki gözüyle bakarım.Sağcı, solcu, dinci farketmez. Yaş bu kadar ilerleyince haliyle çok yaşanmış
olaylarada şahit oluyor insan..
Tilki doğası ve ona bahşedilen aklını bu yolda kullanmak durumunda. Ama siyasetciler?
Fazla yazmıyorum sen zaten bizim gözmüz, kulağımızsın der EGE..
Teşekkür ediyorum Özgür ruhuna..

GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkürler sana doğayı seven onu sayan insan. Bulunduğun yerin, doğa ile iç içeliğin tadını çıkar lütfen.

Bazen gün ulaşır geceye, bazen gece ulaşır güne; o ulaşılmışlığın farkına varan insan hayatı anlamlı ve yaşamaya değer bulur...